161 7BB 'HUJLVL .RUa\ '2ö$1 nan hukuki değer, veli veya vasinin velayet ve vesayet haklarıdır.54 Bu suça göre kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine cezalandırılır (TCK m.234/2). Eşe karşı üçüncü kişi tarafından işlenen suçlarda diğer eşin şikâyet hakkının olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Burada özellikle öğretide savunulan “evli kadına karşı işlenen hakaret suçunda koca da suçtan doğrudan doğruya zarar gören olarak kabul edilebilir” şeklindeki görüşe55 katılmıyoruz. Burada CMK m.262’de yer alan “Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler” şeklindeki düzenleme de kıyasen uygulanamaz. Zira düzenleme mağdur veya katılanın değil sadece şüpheli veya sanığın eşine bu yetkiyi tanımıştır. Ceza yargılamasının şüpheli ve sanık üzerindeki etkisi, temel hal ve özgürlükleri sınırlandırma ihtimali dikkate alındığında kanun koyucunun bu tercihinin bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyoruz. Bu hususta Kanun’da yurtdışında işlenen suçlar (m.11), yabancı devlet başkanını karşı Türkiye’de işlenen suçlar (m.340/2), yabancı devlet bayrağına hakaret suçu (m.341/2) ile ilgili özel düzenlemeler de yer almaktadır. 2. Çocuk ve Kısıtlılar ile Kanuni Temsilcileri Çocuk ve kısıtlıların mağduru oldukları suçlar veya TCK m.131/2 gereğince mirasçısı oldukları ölene karşı işlenen hakaret suçu bakımından şikâyet hakkına sahip oldukları kesindir56. Sadece bu hakkı bizzat 54 Recep Gülşen, “Çocukların Kaçırılması ve Alıkonulması Suçu (TCK m. 234)”, İÜHFM C. LXXI, S. 1, 2013, s.590. 55 Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Yenerer Çakmut, Türk Ceza Hukukuna Giriş, İstanbul 2020, s.227; Öztürk/Özbek/Erdem, s.69’a atfen Koca/Üzülmez, s.384. 56 BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.12/2 gereğince “Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle sağlanacaktır”. Maddenin 1. fıkrasında da bu imkânın “görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuklara” tanınması gerektiği belirtilmektedir. Bu da bizim hukuk sistemimizdeki “ayırt etme gücüne sahip olma” ile benzer bir düzenleme olarak yorumlanabilir. Düzenleme çocuğun iradesine mutlak üstünlük tanınması gerektiğini öngörmese de çocuğun iradesine değer verilmesini taraf devletlere yükümlülük olarak yükle-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1