Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

169 7BB 'HUJLVL .RUa\ '2ö$1 ise kanunda açıkça düzenleme yapılmadığı sürece,88 herhangi bir yaş sınırı olmaksızın eğer kanuni temsilci ile çocuk veya kısıtlının iradesi çelişiyorsa çocuk veya kısıtlının o suç bakımından ayırt etme gücüne sahip olup olmadığının özel olarak incelenmesi gerekir. Cinsel suçlara ilişkin kabul, kıyasen diğer suçlar bakımından uygulanamaz. Son olarak TMK m.336/1’de yer alan “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar” düzenlemesi gereğince, ana veya babadan sadece birisinin şikâyetinin yeterli görülmemesi gerekir. Yargıtay da bu hususta “küçük olan mağdurun annesinin şikâyetçi olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336/1. maddesindeki “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar” hükmü uyarınca babanın beyanı alınmadan şikâyet yokluğundan bahsedilemeyeceği gözetilmeden…” karar verilmesini hukuka aykırı bulunmuş,89 yine başka bir kararda “mağdurun kanuni temsilcileri olan annesi Z... ile babası A... O...’ın 20.05.2004 tarihinde alınan ifadelerinde, suça sürüklenen çocuktan şikâyetçi olduklarını beyan etmeleri, her ne kadar baba A... O... 24.01.2006 tarihli celsede şikâyetinden vazgeçmiş ise de, 4721 sayılı TMK’nın 336/1. maddesine göre, ana ve babanın velayet hakkını birlikte kullanacaklarının belirtilmesi ve mağdurun annesi Z...’nin şikâyetinden vazgeçtiğine dair bir beyanının bulunmaması karşısında; babanın tek başına mağdur adına şikâyetten vaz88 İtalya Ceza Kanunu’nun şikâyet hakkı başlıklı 120. maddesinde açıkça 14 yaşından küçükler ile akıl hastaları yerine bu hakkı ebeveyn veya vasinin kullanılacağı hüküm altına alınmıştır, bilgi için bkz. Güngör, 48. 89 Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2015, s.122. Aynı yönde “Kayden 25.06.1997 doğumlu olup suç tarihinde on beş yaşını tamamlamayan mağdureye karşı olay günü cinsel tacizde bulunan sanık hakkında yürütülen soruşturma evresinde mağdurenin velayet hakkına sahip anne babasının müşteki sıfatıyla alınan ifadelerinde sanıktan şikâyetçi olduklarını beyan etmelerinin ardından sanık hakkında açılan kamu davasında ifade veren mağdure ile baba müşteki Y’nin şikâyetlerinden vazgeçtiklerinden bahisle sanık hakkındaki davanın düşürülmesine karar verilmiş ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 335/1. maddesine göre ergin olmayan çocukların anne ve babanın velâyetleri altında bulunduğu ve 336/1. maddesinde ise çocuklar üzerindeki velâyet hakkının anne ve baba tarafından müştereken kullanılacağının belirtilmesi karşısında, mahkemece müşteki anne S’nin duruşmaya temini ile şikâyet hususunda beyanının alınmasından sonra hüküm kurulması gerekirken ifadesine başvurulmaksızın şikâyetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı..” 14.CD. 2015/6907 E., 2015/11745 K., 15.12.2015, www.karararama.yargitay. gov.tr.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1