Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

176 ùLkk\HWH <HWkLOL .LşLOHU YH øUadHOHULnLn dHOLşPHVL 6RUXnX uyarınca görevlendirilen vekilinin iradesi çeliştiği takdirde hangisinin iradesine üstünlük tanınacağı hakkında, Ceza Genel Kurulu’nun 03.06.2008 tarihli ve 56-156 sayılı kararında suç tarihinde on dört yaşını, 27.01.2009 tarihli ve 145-8 sayılı kararında ise suç tarihinde on yaşını tamamlamayan küçüğün cinsel istismar suçu bakımından davaya katılma noktasında ayırt etme gücünün bulunmadığı ve çocuk ile görevlendirilen vekilin iradesinin uyuşmaması hâlinde CMK’nın 234/2. maddesi uyarınca kendisi için görevlendirilen vekilin iradesine üstünlük tanınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu iki kararda da dikkat çeken husus, irade açıklamasını yaptığında on beş yaşından küçük olan çocuk ile vekil arasındaki irade farklılığının söz konusu olmasıdır. Bu kararda eksik olan husus, on beş yaşından küçük çocuk yerine kanuni temsilcisinin beyanı alınarak, onun iradesi üzerinden bir değerlendirme yapılmasının gerekliliğinin belirtilmemiş olmasıdır. Kanun yollarına başvurma iradesi ile ilgili yeni içtihat için ise 2020 tarihli güncel bir karardan107 alıntı yapmak gerekirse: “Ergin olmayan küçükler anne ve babasının velayeti altında bulunmakta, hâkim tarafından vasi atanması gerekli görülmedikçe kısıtlanan ergin çocuklar da anne ve babasının velayeti altında kalmaktadır. Anne ve baba, Medeni Kanun hükümlerine göre çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlamak ve korumakla yükümlü olup, çocuğun aynı zamanda temsilcisidir. Üçüncü kişilere karşı çocuğu velayet hakkı çerçevesinde anne baba temsil etmektedir. Anne-babanın kişilik haklarının bir parçası olan velâyet hakkı, başkasına devredilemediği gibi bu haktan feragat da edilememektedir. Kanuni bir neden olmadıkça kaldırılamayan ve kısıtlanamayan velâyet hakkı, sadece anne ve babaya, çocuk evlat edinilmiş ise evlat edinene tanınmıştır. Ancak bu hak da mutlak ve sınırsız olmayıp, sınırını “çocuğun yararı” ilkesi oluşturmaktadır. Mağdura barodan görevlendirilen vekil, küçük ve malul ile onun kanuni temsilcisine ceza muhakemesinde yardımcı olacak kişidir. Başka bir anlatımla, bu hukuki yardım görevi, kanuni temsilcinin kanundan kaynaklanan yetkilerini bertaraf etmemektedir. Kanuni temsilcinin küçük veya malule kendi vekil görevlendirdiği takdirde CMK’nın 234/2 ve 239/2. maddelerine göre barodan avukat görevlendirilmesi söz konusu olmayacağı gibi, kanuni temsilcinin kü107 YCGK, 2018/80 E., 2020/416 K., 13.10.2020, www.karararama.yargitay.gov.tr.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1