177 7BB 'HUJLVL .RUa\ '2ö$1 çük veya malule sonradan vekil görevlendirmesi hâlinde de mahkemenin talebi ile baro tarafından belirlenen vekilin görevi sona erecektir. Şüpheli ve sanıklar bakımından müdafiinin, ayrıca bir karara ihtiyaç kalmaksızın kanun yoluna müracaat edebilmesi mümkündür. Buna karşın mağdur vekilinin mağdur adına kanun yoluna müracaat edebilmesi ancak mağdurun katılan sıfatı almasına bağlıdır. Bunun yanında kanun, mağdur vekiline doğrudan küçük adına davaya katılma talep etme yetkisi vermemektedir. CMK’nın 261. maddesinde avukatın, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak şartıyla kanun yollarına başvurabileceği belirtilmektedir. Maddede belirtilen avukat tabirine baro tarafından mağdurlara görevlendirilen avukatlar da dâhildir. Bu düzenlemede kanun yollarına başvurusu yetkisi açısından ele alındığı üzere, kanuni temsilci asil gibi olup, vekilin yetkileri asilden fazla olamayacaktır. Bu nedenlerle, katılma konusunda ayırt etme gücü olmayan mağdur küçük veya malulün kanuni temsilcisi ile CMK’nın 234/2. maddesi ile görevlendirilen vekilin iradelerinin çelişmesi hâlinde kanuni temsilcinin iradesine üstünlük tanınmalıdır.”108 Yine kamu davasına katılma iradesi ile ilgili, yeni tarihli Daire kararında da on beş yaşını doldurmuş olan küçüğün iradesine üstünlük tanınması gerektiği dolaylı da olsa vurgulanmıştır.109 Eski ve yeni kararlar karşılaştırıldığında sanki Yargıtay’ın içtihadını değiştirdiği gibi bir izlenim ortaya çıksa da 2008 ve 2009 tarihli kararlarda vekil ile iradesi karşılaştırılan kişi henüz on beş yaşını doldurmamış, ayırt etme gücünün varlığı ile ilgili bir inceleme yapılmamış küçüktür. Yeni tarihli içtihatlarda ise karşılaştırma vekil ile küçüğün 108 Aynı yönde bkz. “Şikâyet ve şikâyetten vazgeçme haklarının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu, 15 yaşından küçük mağdurun kanuni temsilcisi aracılığıyla bu hakları kullanabileceği, 15 yaşından küçük mağdur ...’in velisi olan ...’in 27.01.2016 tarihli celsede suça sürüklenen çocuktan şikâyetçi olmadığını ve davaya katılma talebinin olmadığını beyan etmesi karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.05.2014 tarihli ve 2013/287 Esas, 2014/273 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde, mağdura atanan zorunlu vekil ile 15 yaşından küçük mağdurun kanuni temsilcisinin iradelerinin çelişmesi halinde mağdurun kanuni temsilcisinin iradesine üstünlük tanınması gerektiğinden, mağdur vekilinin temyize hak ve yetkisi bulunmaması nedeniyle..” 3.CD., 2020/8473 E., 2020/10743 K., 15.09.2020, www.karararama.yargitay.gov.tr. 109 “Ancak 15 yaşından büyük olan müştekinin davaya katılma hakkını bizzat kendisinin kullanması gerektiği için, duruşmalardan haberdar edilmesine karşın katılma talebinde bulunmamış ise, zorunlu vekilinin katılma talebine istinaden katılma kararı verilmesi mümkün değildir”. 3.CD. 2019/14055 E., 2020/17 K., 06.01.2020, www.karararama.yargitay.gov.tr.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1