230 7Uk +XkXkXnda BRşanPa 6HEHSOHULnLn ønFHOHnPHVL Anayasa Mahkemesi bu kararıyla, ataerkil bir yaklaşımdan hareketle erkeği kadından üstün tutan, erkek yanlı hüküm geliştiren kanun tekniğine ve anlayışına karşı çıkmış, neticede isabetli bir karar vermiştir. Maddi ceza hukuku alanındaki bu olumlu gelişmenin bir yansımasının özel hukuk alanında da “kadın veya erkek eş fark etmeksizin zinanın bir defa gerçekleşmesi” şeklinde boşanma sebebi olarak kabul edilmesi, hukuk sistemimiz açısından ulaştığımız seviye bağlamında büyük önem taşımaktadır. Evlenmenin yapılmasından itibaren, butlan kararının (evlenmenin geçersizliği kararının) kesinleşmesine kadar olan sürede, eşlerden birinin evlilik dışı cinsi münasebette bulunması hâlinde de zina vardır. Aynı şekilde eşlerin, ayrılık kararı sonucunda ayrı yaşıyor olmaları hâlinde dahi, eşin dışında bir kimseyle cinsi münasebet zina sayılacaktır. Zina mutlak bir boşanma sebebi olduğundan dolayı tespiti sağlandığı zaman hâkim boşanmaya karar vermelidir. Ayrıca zinanın evlilik birliğini temelden sarsmış olup olmadığı hususu araştırılmamalıdır. lı bir nedeni yoktur. Çünkü karşılıklı sadakat yükümlülüğü bakımından karı ile kocanın arasında bir fark bulunmamaktadır. Bunun için kocanın basit zinasının cezalandırılmaması, ona kadına karşı çağdaş anlayışa uymayan bir ayrıcalık tanınmasına yol açarak cinsiyet ayrımını reddeden kadın erkek eşitliğini bozar. Yasa koyucu kuşkusuz toplumsal gelişme özelliklerini göz önünde bulundurarak, zinayı suç olmaktan çıkarabileceği gibi onun gerçekleşmesini belli koşullara bağlayabilir. Ancak bunu yaparken evlilik birliğinin tarafları olarak aynı konumda bulunan karı, koca arasında ayırım yaratacak bir düzenlemeyi gerçekleştiremez.” Bu iptal kararının yayımlanmasının ve yürürlüğe girmesinin ardından yeni düzenleme getirilememesi sebebiyle kanun sistematiği içerisinde bir boşluk oluşmuştur. Eski TCK m. 440 hâlâ yürürlükte olduğu için, kadının zinası suç olmaya devam etmiş ancak eski TCK m. 441 yürürlükten kalktığı için erkeğin zinası suç olmaktan çıkmıştır. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi, bu durumun da eşitlik ilkesine aykırı olduğunu tespit ederek, kadının zina suçunu düzenleyen eski TCK m. 440’ı da Esas No: 1998/3, Karar No: 1998/28 sayılı ve 23.06.1998 tarihli kararı (13.03.1999 tarih ve 23638 sayılı Resmî Gazete) ile iptal etmiştir. İlgili karar şu şekildedir: “…Türk Ceza Kanunu’nun 440. maddesinde, karının zinasının suç oluşturacağı öngörülmüş, kocanın zinasını suç sayan 441. maddesi ise Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiştir. Böylece, kocanın zinası suç olmaktan çıkmıştır. Evlilik birliğinin tarafları olarak karı ile aynı hukuksal konumda olması gereken koca için zinanın suç olmaktan çıkmasına karşın, karı için suç sayılmaya devam etmesi Anayasa’nın 10. maddesindeki “eşitlik” ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Maddenin iptali gerekir”.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1