233 7BB 'HUJLVL 'LUHn <(öø1 1. Hayata kast: Eşlerden birinin, diğer eşin hayatına kastedecek her türlü davranışıdır. Bu davranışın kasten yapılması gerekmektedir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişinin, eşinin canına kastettiği kural olarak düşünülemez. Ancak ayırt etme gücünün bilerek ve isteyerek ortadan kaldırılması bu kuralın istisnasını oluşturur. Cesaret toplamak amacıyla alkol alınması ve bilerek ayırt etme gücünün ortadan kaldırılması, bu duruma örnek gösterilebilir.16 Aynı şekilde hayata kast sebebiyle boşanmadan söz edebilmek için fiilin diğer eşe yöneltilmesi gerekir. Örneğin eşin anne-babası veya akrabalarının hayatlarına kastedildiği hâller sebebiyle TMK m. 162’den dava açılamaz. Bununla birlikte ölüm sonucunu doğurabilecek tedbirsizce davranışlar da (örneğin doğalgazın yanlışlıkla açık bırakılması, diğer eşe bedensel zarar veren trafik kazası yapılması gibi) kast unsuru ispatlanmadıkça bu madde kapsamında yer almayacaktır.17 Hayata kasttan bahsedebilmek için gerçekleştirilen fiille öldürmenin amaçlanması yeterli olup, elverişlilik şartının değerlendirilmesine, teşebbüsün niteliğinin araştırılmasına veya hazırlık aşamasından öteye geçilememiş olmasına bakmaya gerek bulunmamaktadır.18 2. Pek kötü davranış: Diğer eşin vücut bütünlüğü veya sağlığına yönelik her türlü saldırıdır. Yargıtay kararlarında bu fiillere örnek olarak; dövme ve fiziksel şiddet uygulama, evden kovma, av tüfeğini doğrultmak, zorla çocuk aldırtmak gibi davranışlar gösterilmektedir. Pek kötü davranışta bulunan eşin bunu kasten işlemesi ve ayırt etme gücünün bulunması gerekmektedir. İşlenen fiilin devamlılık arz etmesi zorunlu değildir.19 Eylem bir kez dahi gerçekleşmişse boşanma davasının şartı oluşmuştur. 16 Dural/Öğüz/Gümüş, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, s. 107. 17 Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesinde: “(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. (2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir” denmektedir. Böylece TCK’da, bir suçun gerçekleşmesi bakımından esas manevi unsur “kast” olarak belirlenmiş, ardından kast ve olası kast kavramlarının tanımı yapılmıştır. Buradan da kastın, ceza hukuk sistemimizin esaslı unsurunu oluşturduğu sonucuna ulaşılabilecektir. 18 Bülent Köprülü/Selim Kaneti, Aile Hukuku, 2. baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul 1989, s. 154. 19 Dural/Öğüz/Gümüş, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, s. 107.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1