Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

247 7BB 'HUJLVL 'LUHn <(öø1 1. Şartları a. Daha Önce Herhangi Bir Boşanma Sebebine Dayanılarak Açılmış Davanın Reddedilmiş Olması Davanın, hangi eş tarafından, hangi sebebe dayanılarak açılmış olduğunun hiç önemi yoktur. Hatta hiçbir boşanma sebebi yokken bile açılmış olan boşanma davasının reddedilmiş olması yeterlidir. Bir boşanma davası açılmamışsa eşler ne kadar süredir ayrı yaşıyor olurlarsa olsunlar, daha önce açılıp da reddedilmiş bir boşanma davası bulunmadığı için TMK m. 166/4’ün uygulanması mümkün olamayacaktır. b. Boşanmanın Reddi Kararının Kesinleşmesinden İtibaren Üç Yıl Geçmeli ve Bu Süre İçinde Her Ne Sebeple Olursa Olsun Ortak Hayat Kurulmamış Olmalı Üç yıllık sürenin durması ve kesilmesi söz konusu olamaz.51 Üç yıllık süre ret kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır. Ret kararının kesinleşmesi ise kararın taraflara tebliğ edilmesiyle sağlanacaktır. Eşlerin bu süre içerisinde zaman zaman buluşmaları, çocukların durumunu görüşmek için bir araya gelmeleri gibi olgular müşterek hayatın yeniden kurulduğunu göstermez.52 Hatta Yargıtay ihtiyaç sebebiyle bir arada kalma durumunun da bahse konu süreyi kesmediğini ifade etmiştir.53 c. Eşlerden Birinin Boşanma Davası Açmış Olması Yeni boşanma davasını eşlerden herhangi biri açabilir. Reddedilen önceki davada, davacı veya davalı olmak, evlilik birliğinin temelinden sarsılması veya ortak hayatın yeniden kurulamamasında kusurlu ya da kusursuz olmak, davanın açılması yönünden önemli değildir. Ayrıca davalı eş, TMK m. 166/1’den farklı olarak, bu hâlde, davacı eşin daha kusurlu olduğunu ileri sürerek boşanma kararının verilmesini engelleyemeyecektir. 51 Erdem, Aile Hukuku, s. 141. 52 Akıntürk/Ateş, Türk Medeni Hukuku II Aile Hukuku, s. 274. 53 Yargıtay 2. HD, 2005/5442 karar sayılı ve 05.04.2005 tarihli kararı: “Toplanan delillerden eşlerin bu üç yıllık fiili ayrılık sırasında aynı evin farklı odalarında yaşadıkları, davalının (kadının) gidecek yeri olmadığı için mecburen evden ayrılamadığı ancak hiçbir zaman bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Eşlerin bu yaşam biçimleri ortak hayatı yeniden kurdukları şeklinde yorumlanamaz. Mahkemece boşanmaya karar verilmesi gerekir”.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1