Türkiye Barolar Birliği Dergisi 161.Sayı

17 7BB 'HUJLVL $\şHn 6(<0(1 d$.$5 turulmuştur. Doğal Ayak Topluluğu (Natural Foot Society), 1895’te Şangay’da kurulmuş ve 1897’de Ayak Bağlama Karşıtı Topluluk (Anti-Foot Binding Society), çocukları için ayağı bağlanmamış eşler konusunda hemfikir 300.000 üyeye ulaşmıştır. 1908’de, kamuoyu ayak bağlama uygulamasına karşı çıkmış ve Doğal Ayak Topluluğu’nun liderliği Çinli kadınlardan oluşan bir komiteye devredilmiştir. 1900 Boxer İsyanı ve 1911 Çin Devrimi’nden sonra ayak bağlama uygulaması 1912 yılında büyük şehirlerde ve özellikle üst sınıflar arasında birçok yerde başarılı olan bir kararname ile yasaklanmıştır. 1915 yılında, uygulamayı devam ettiren kişilere müfettişler tarafından para cezaları verilmiş, buna rağmen uygulama kırsal kesimlerde 1930’lu yıllara kadar varlığını sürdürmüştür. Bununla birlikte, muhafazakâr bir kırsal alan olan Tinghsien’de, uygulamanın yüzdesi 1889’da %99’dan %94’e, 1919’da ise sıfıra düşürülmüştür. 950 ila 1949 yılları arasında iki milyardan fazla kadının bu uygulamaya tabi tutulduğu tahmin edilmektedir.47 İşin ilginç tarafı, ayak bağlama uygulamasının ortadan kaldırılması için oluşturulan örgütler de erkekler tarafından kurulmuştur48 ve ayak bağlama uygulamasına karşı bu mücadele de aynı uygulamanın ortaya çıkması gibi erkekler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu durumu, ataerkil yapının bir yansıması şeklinde yorumlamak mümkündür. Son olarak ayak bağı uygulaması, insan hakları hukukunun evrenselliği-kültürel görecelilik tezleri çatışması kapsamında da değerlendirilmelidir. İnsan hakları, tanımı ve öznesi gereği evrensel niteliktedir. Çünkü insan hakları, insanın hiçbir ayrım gözetilmeksizin, sırf insan olması sebebiyle doğuştan sahip oldukları haklardır. Kuramsal olarak, özü ve öznesi gereği coğrafi sınır tanımayan, sınırlar ötesi bir kavram olan, ilkece ne insandan insana ne devletten devlete değişen insan haklarının, öznesi de böyle olmasını gerektirir. Bu sebeple, insan haklarına evrensellik niteliği kazandıran asıl ölçüt, insan haklarının öznesi olan insan ölçütüdür.49 Buna karşın, 1940’lı yılların ikinci yarısından itibaren, insan haklarının evrenselliği görüşü karşısında ortaya atı47 Wilson, a.g.m., s. 19. 48 Yuan, a.g.e., s. 17. 49 Mesut Gülmez, “İnsan Hakları Olarak Sosyal Haklar ve Sosyal Haksızlıklar”, Ed. Nergis Mütevellioğlu vd., Uluslararası Sosyal Haklar Sempozyumu 22-23 Ekim 2009 Akdeniz Üniversitesi Antalya Bildiri Kitabı, Belediye-İş Sendikası Yayını, Ankara, 2009, s. 9.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1