89 7BB 'HUJLVL 6Hda <a÷PXU 6h0(5 Öğretide belirtildiği üzere; her ne kadar kanuni düzenlemede “hükmün” kavramı kullanılmış olsa da burada kastedilen her türlü hüküm değil “mahkûmiyet” hükmüdür. Bu nedenle kanun değişikliğine gidilerek “mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması” şeklinde değiştirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.7 Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için sanığa yüklenen suçun işlendiğinin sabit olması ve bu suça ilişkin mahkûmiyet kararı verilebilir olması gerekmektedir. Nitekim öğretide yaygın görüşe göre; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aslında iki karar türünü içermektedir. Bu karar türlerinden ilkini: teknik olarak hüküm kabul edilen fakat hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle hukuken varlık kazanmayan, koşulların oluşup oluşmamasına göre düşme ya da mahkumiyet hükmüne dönüşecek bir karar oluştururken diğerini “ön hüküm” üzerine inşa edilen birinci kararın sonuç doğurmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı oluşturmaktadır.8 Bir başka deyişle hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde dava derdest olmakla birlikte hüküm sanık hakkında herhangi bir hukuki sonuç doğurmamakta ve hak yoksunluğuna sebebiyet vermemektedir. Kanun koyucu bu şekilde bir düzenleme getirerek aslında belirli suçlar bakımından lekelenmeme hakkını göz ederek sanığa ikinci bir şans sunmak istemiştir.9 Öğretide karşı yöndeki görüşe göre; 10 bu hükmün getiriliş amacı Yargıtay’da biriken iş yükünü hafifletmektir. Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile hüküm temyiz edilememekte ve bu şekilde Yargıtay’da biriken temyiz dosyaları hafifletilmektedir. Yazara göre yalnızca ıslah, onarıcı adalet veyahut ikinci bir şans gibi gerekçelere dayanılsa idi bu hüküm getirilmezdi. hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, bu hususta bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi…”, Yrg. 9. CD., E. 2020/8185, K. 2021/44, T. 12.1.2021, https://karararama.yargitay.gov.tr/, (E.T:09.12.2021). 7 Hakeri/Ünver, s. 688. 8 Gökcen/Balcı/Alşahin/Çakır, s. 638; Karakehya, s. 562; Güngör/Okuyucu, s. 1955; Yıldırım, s. 486. 9 Centel/Zafer, s. 816-817. 10 Karakehya, s. 562.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1