112 Ceza Muhakemesinde Temyiz Kanun Yolu ve Getirdiği Tartışmalar Türkçe iyi ifade edemeyen sanığın, kendisine tercüman atanması talebinin reddedilmesi durumunda, verilen hüküm temyizin konusunu oluşturuyorsa, bu karara karşı temyize başvurulabilir.21 Bunun dışınokundu. Mezkür ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267.maddesinde “Hakim kararları ile kanunun gösterdiği hallerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” hükmünün yer aldığı, anılan madde hükmü uyarınca hakim kararlarının tamamına, mahkeme kararlarına karşı ise kanunun açıkça gösterdiği hallerde itiraz kanun yolunun açık olmasının öngörüldüğü; olayımızda, Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 08.02.2013 tarihli ve 2012/1704 Esas sayılı ek kararının bir mahkeme kararı niteliğinde olup kanunda açıkça itiraza tabi olduğunun öngörülmesi durumunda itiraz kanun yoluna tabi olacağı; oysa mahkemece ret kararının temel dayanağı olan 5607 sayılı Kanun’un 16. maddesinde herhangi bir kanun yolunun öngörülmediği, bu durumda anılan kararın kesin nitelikte bir karar olduğu, söz konusu ara kararının bu niteliği sebebiyle 5271 sayılı Kanun’un 287.maddesi uyarınca esas kararla birlikte temyiz incelemesinde değerlendirilebileceği; dolayısıyla, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce işin esasına girilmeden dosyanın iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünde, Sonuç: Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.03.2013 gün ve 2013/569 D. İş sayılı kararının CMK’nın 309/4a maddesi uyarınca bozulmasına, 27.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi”. 21 Yarg. 9.CD., T:06.10.2011, E:9614, K: 27772 “Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma suçundan sanıklar HB, FY, RY hakkında Yüksekova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/309 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılama sırasında, sanıklar HB ve FY müdafıilerinin, müvekkillerinin her ne kadar Türkçe bilseler de kendilerini Kürtçe daha iyi ifade edebilecekleri ve bu dilde savunma yapmak istediklerinden bahisle Kürtçe tercüman atanması talebi üzerine, sanıkların meramlarını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmeleri sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 202. maddesi gereğince talebin reddine dair aynı Mahkeme’nin 21.12.2010 tarihli ve 2010/309 esas sayılı ara kararına yönelik itirazın kabulüne, Yüksekova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 21.12.2010 tarihli ve 2010/309 esas sayılı ara kararının kaldırılmasına ilişkin Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.1.2011 tarihli ve 2011/3 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267. maddesinde “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” hükmünün yer aldığı, anılan madde hükmü uyarınca hâkim kararlarının tamamına, mahkeme kararlarına karşı ise kanunun açıkça gösterdiği hâllerde itiraz kanun yolunun açık olmasının öngörüldüğü; olayımızda, Yüksekova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 21.12.2010 tarihli ve 2010/309 esas sayılı ara kararının bir mahkeme kararı niteliğinde olup kanunda açıkça itiraza tâbi olduğunun öngörülmesi durumunda itiraz kanun yoluna tâbi olacağı; oysa mahkemece ret kararının dayanağı olan 5271 sayılı Kanun’un 202. maddesinde herhangi bir kanun yolunun öngörülmediği, bu durumda anılan kararın kesin nitelikte bir karar olduğu, söz konusu ara kararının bu niteliği sebebiyle 5271 sayılı Kanun’un 287. maddesi uyarınca esas kararla birlikte temyiz incelemesinde değerlendirilebileceği; dola-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1