113 TBB Dergisi 2022 (162) Kazım Furkan AĞKUŞ / Oğuz BANDIR da ilk derece mahkemesinin iadeyle ilgili vermiş olduğu kararlar temyiz kanun yolunun konusunu oluşturur. Yukarıda bahsettiğimiz genel kural olmakla birlikte CMK’nın 286. maddesinin 2. fıkrasında bu kuralın geniş bir istisnasına yer verilmiştir. CMK’nın 286. maddesinin 3. fıkrasında ise aslında 2. fıkraya göre temyiz kanun yoluna başvurulamayacak olan hükümler için bazı suçlar istisna tutularak, bu suçlardan dolayı temyiz kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. CMK’nın 286. maddesinin 2. fıkrasına göre aşağıdaki kararlara karşı temyiz kanun yolu kapalıdır: a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları, b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları 22 c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,23 yısıyla, Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nce işin esasına girilmeden dosyanın iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı’nın 22.03.2011 gün ve 2990/15253 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.04.2011 gün ve 148326 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; dosya incelenerek gereği düşünüldü: Karar ve sonuç: Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma istemi incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.1.2011 tarih ve 2011/3 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 06.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi”. 22 Bu hükümle ilgili Şahin/ Göktürk, haklı olarak ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu mahkûmiyet hükmü için bölge adliye mahkemesinin beraat kararı vermesi durumunda, cezanın aynı veya daha hafif olduğu bir mahkûmiyet kararı olmadığından bu kararın temyiz edilebilir olduğunu kabul etmektedir. Konuyla ilgili Yarg. CGK, T: 23.03.2018, E:28, K:113 ve görüş için bkz. Şahin/Göktürk, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 275-276; Aynı yönde bkz. Eker/Kazancı, Ceza Muhakemesi Hukukunda Temyiz, s.35. 23 Yarg. 13. Ceza Dairesi, T: 30.03.2017, E:1419, K:3333 “İkinci fıkranın “b” bendine
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1