Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

156 İdari Yargı Kararlarının Yerine Getirilmesinde Zamanaşımı Sorunu dure as to whether the request for the execution of administrative judicial decisions is subject to any statute of limitations, and if so, what this period is. Although the statute of limitations on the decisions of action of nullity and full remedy action is mostly addressed in the compensation cases to be filed due to the non-implementation of the administrative judicial decisions, there is no unity in both scientific and judicial jurisprudence on the subject. Keywords: Administrative Court Decision, Non-implementation of Administrative judgements, Statute of Limitations GİRİŞ 1982 Anayasası’nın 138. maddesine göre “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez”. Benzer düzenleme İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda da bulunmaktadır. Kanun’un 28. maddesine göre idari yargı yerlerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gereklerine göre idare, kararın tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyecek şekilde gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. 28. maddenin 3. fıkrasına göre; idari yargı kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Ancak tazminat davasının açılabileceği süre konusunda İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda bir düzenleme olmadığı gibi gerek bilimsel gerekse yargısal içtihatlarda da birlik bulunmamaktadır. Benzer şekilde iptal davası ve tam yargı davası sonucu verilen kararların yerine getirilmesinin herhangi bir zamanaşımı süresine tabi olup olmadığı konusunda da mevzuat itibariyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu amaçla çalışma, idarenin yargı kararlarını yerine getirmesi bir zamanaşımı süresine tabi midir? Tabi ise bu süre nedir? sorularından hareketle kaleme alınmıştır. Bu kapsamda iptal ve tam yargı davası sonucu verilen kararlar ile idari yargı kararlarının uygulanmaması sonucu açılacak tazminat davaları üzerinde ayrı ayrı durularak bu hususlarda zamanaşımı süresi olup olmadığı irdelenecektir. Çalışmamızda genel olarak Danıştay’ın konuya ilişkin verdiği kararlar ve doktrindeki görüşlere yer verilecek ancak konu bütüncül bir yaklaşımla kendi görüşlerimiz ekseninde şekillenecektir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1