186 Türkiye’de Yoksulluk Nafakasına İlişkin Güncel Gelişmeler ve Nafakanın Süreye Bağlanması ... bu ölçütler çerçevesinde tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurlarını, yoksulluk nafakası talep eden tarafın boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceğini ve yoksulluğa düşecekse -diğer tarafın mali gücünü de dikkate alarak- nafakanın miktarını değerlendirecektir. A) Yoksulluğa düşme şartının değerlendirilmesi TMK md. 175’e göre nafaka talep eden tarafın, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Buna göre öncelikle yoksulluğa düşme boşanma nedeniyle gerçekleşmeli, yani boşanma ile yoksulluğa düşme arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.2 Örneğin boşanma davası devam ederken kendi iradesiyle işten ayrılan bir kişi, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmüş olmadığından bu şartın gerçekleştiği söylenemez.3 Diğer taraftan, evlilik devam ederken işten çıkartılan ve başkaca geliri olmayan bir kişi, yoksulluk nafakasına hak kazanabilecektir.4 Yoksulluğa düşme şartı kanunda tanımlanmış değildir. Yargıtay, kişinin boşanma sebebiyle “yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim” gibi maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde gelirinin olmaması halinde 2 Mecit Demir, Türk Medeni Hukuk Öğreti ve Uygulamasında Yoksulluk Nafakası, İstanbul, 2018. s. 36; Ebru, Ceylan, Türk ve İsviçre Hukukunda Boşanmanın Hukuki Sonuçları, İstanbul, 2006, s. 108; Ahmet Cemal Ruhi, Nafaka Hukuku, Ankara, 2010, s. 43; Azra Arkan Serim, “Yoksulluk Nafakası”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. LXV, S. I, Y. 2007, 285 – 302, s. 290. 3 Yarg. 2. HD’nin, 24.06.2019 tarihli, E. 2018/6836, K. 2019/7645 sayılı kararına göre “…Davacı kadın, dava dilekçesinde bankada çalıştığını, cevaba cevap dilekçesinde ise çalışmakta olduğu işi bıraktığını beyan etmiştir. Dosya içindeki davacı kadının çalıştığı bankadan gönderilen ihbarnamede davacı kadının 19.11.2014 tarihinde işten ayrıldığı bildirilmiş, dinlenen tanıklar da davacı kadının iş akdinin feshedileceğini düşünerek kendisinin istifa ettiğini beyan etmişlerdir. İşinden kendi isteği ile ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. O halde, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri doğru olmamıştır”. Benzer şekilde bkz. Yarg. 2. HD’nin 16.06. 2003 tarihli, E. 2003/7790 K. 2003/8775 sayılı kararı: “Davalı (kadın) bir tekstil firmasında çalışırken yargılama sırasında 13.9.2002 tarihinde istifa suretiyle işten ayrılmıştır. Yoksulluk durumunu kendi iradesi ile yaratmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında yoksulluk nafakası ile ilgili isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır”. 4 Yarg. 2. HD’nin 18.10. 2005 tarihli E. 2005/11920, K. 2005/14360 sayılı kararı: “Davacının, …30.12.2004 tarihinde işveren tarafından iş akdi feshedilerek işten çıkarıldığı anlaşılmaktadır. İşini kaybetmesi işverenin akdi feshi sebebiyle olduğuna ve başka bir geliri ve malvarlığı da bulunmadığına göre davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken isteğinin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir”. (Legalbank Elektronik Hukuk Bankası, 15.04.2022)
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1