Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

10 Güçlü Yürütme Organının Egemen Olduğu Afrika Başkanlık Sistemleri ve Nijerya Örneği aramaya başlamışlardır. Liderler bu maksatla, halkın zihninde birbirlerine karşı düşmanlık, kin, nefret yahut iktidara yönelik güven, destek ve memnuniyet uyandırma potansiyelini haiz mitolojik ögelerle iktidarlarını güçlendirme eğilimine girişmişlerdir. Halk nazarında önem taşıyan tarihi eylem ve olaylara sembolik referanslarla iktidarlarında yer vermekten geri durmayan devlet başkanları, benimsedikleri unvan ve takma adlarla da meşruiyetlerini sağlama almaya çalışmışlardır. Bu bakımdan örneğin, otuz iki yıl boyunca Zaire’nin -günümüz adıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti- devlet başkanlığı görevini üstlenen Mobutu Sese Seko, “rehber” unvanını kullanmış; Sierra Leone’nin yolsuzluklarıyla ünlü eski lideri Siaka Stevens, zaman zaman kendisinden “Pa (Baba) Shaki” olarak bahsetmiş; Nijerya’nın asker kökenli devlet başkanı Olusegun Obasanjo’dan ise sıklıkla “Baba/modern Nijerya’nın babası” şeklinde söz edilmiştir. Bilhassa doğu toplumlarında baba figürünün sürekliliği, hesap vermezliği ve dokunulmazlığı, kuşkusuz bu sıfatların tercih edilmesindeki en önemli faktörlerdendir.15 Sömürgecilik sonrası bağımsızlığını kazandıktan sonra hükümet sistemi olarak başkanlığı benimseyen Afrika devletlerinde, devlet başkanlarının genellikle asker kökenli olmaları dikkat çekmektedir. Bağımsızlık mücadelesinde ve sürecin devamında yaşanan iç savaş esnasında etkin ve önemli roller üstlenen askerler, alışılagelmiş güç anlayışının da etkisiyle, kurumsallaşan ve anayasallaşan bir yöntem izlemek yerine kişisel iktidarlarını tesis etme yoluna gitmişlerdir. Kıtada mevcut birçok anayasanın varoluş amacının iktidarı sınırlandırmak yerine yetkilendirmek olduğu düşünüldüğünde, bu tür rejimlerin anayasal rejimler yerine “anayasalı rejimler” olduğunu ileri sürmek rahatlıkla mümkündür.16 Siyasi kurumların zayıflığı sebebiyle Afrikalı devlet başkanları, politik zafer elde edebilmek maksadıyla çeşitli kişi ya da kurumlarla karmaşık ilişkilerde bulunmaktadırlar. Bu bakımdan, seçim zamanı sandıklardan elde etmeleri muhtemel olmayan desteği kazanmak amacıyla, politik liderlerin sıklıkla devlet kaynaklarını finansman olarak kullandıkları gözlemlenmektedir. Zira siyasi liderler, her yönden gergin bu siyasi atmosfer içerisinde çeşitli çıkar gruplarını ancak 15 Mohammed, s. 175. 16 Özsoy Boyunsuz, s. 96.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1