Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

199 TBB Dergisi 2022 (162) Pınar ALTINOK ORMANCI evliliğin nafaka talep eden eşin mali durumuna önemli etki etmediği hallerde (örneğin çok kısa süreli, çocuksuz evliliklerde), nafaka; tarafların işi, sağlık durumu, yaşı ve eğitim düzeyine göre belirli süre için belirlenebilmelidir. Özellikle boşanan eşin çalışma hayatına girmesinin makul olarak beklenebilir olduğu hallerde, süresiz olarak nafakaya hükmedilmesi, clean-break ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Katıldığımız görüşe göre,44 belirli süreyle nafakaya hükmedilebilmesi için bir kanun değişikliğine ihtiyaç yoktur. Gerçekten de TMK md. 175, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, (…) süresiz olarak nafaka isteyebilir” demektedir. Yargıtay uygulaması her ne kadar yoksulluk nafakası süresinin belirlenmesinde hâkime takdir yetkisi tanınmadığını kabul etmekte ise de45 ne hükmün lafzı ne de ruhu böylesine bir kabulü destekler. Aksine, süresiz olarak nafaka istenebileceği, ancak somut olayın özellikleri çerçevesinde nafakaya süresiz olarak hükmedilmeyebileceği şeklinde bir değerlendirme, daha yerinde olacaktır. Bir başka ifadeyle, somut olayın özellikleri çerçevesinde, nafakaya belirli bir süreyle sınırlı olarak hükmedilebilmelidir. Bununla birlikte, nafakaya ne zaman süresiz olarak hükmedileceği ne zaman bunun belirli bir süreyle sınırlandırılacağı hususunda hâkimin takdir yetkisini kullanırken dikkate alması gereken kriterler, İsviçre Medeni Kanunu’nda olduğu gibi, Türk Medeni Kanunu’nda da yer almalıdır. Nafaka süresinin belirlenmesinde dikkate alınması gereken kriterlerin mevcut düzenlemeye ilave bir fıkra ile eklenmesinde fayda olacaktır. 44 Bu görüş için bkz. Kürşad Yağcı, “Yoksulluk Nafakasında Süresizlik Sorunu”, İstanbul Hukuk Mecmuası, 76 (1) 323-358, s. 337 vd. Bilal Köseoğlu/Köksal Kocaağa, Aile Hukuku ve Uygulaması – Bilimsel Görüşler ve Yargı İçtihatları, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara 2009, s. 233; Kocabaş, s.366 vd.; Mehmet Hamzaçebi, “Türk Medeni Kanununa Göre Boşanma ve Ayrılık Hallerinde Tedbir, Yoksulluk ve İştirak Nafakası”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.10, S.3-4, 2002, s.35; Şahin, s.88; Safa Koçoğlu, “Boşanmanın Eşler Açısından Genel Sonuçları Bağlamında Yoksulluk Nafakasına İlişkin Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 70, S. 2, Ankara 2021, s.412; Kahraman, s. 370; Odabaşı, s. 81-82; Şebnem Akipek Öcal, “Hukukumuzda Yoksulluk Nafakası”, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi 8 Mart 2020 Özel Yayını, İstanbul 2020, s. 20-21. (https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/yayinlar/kitaplar/doc/8MART2020BROSUR.pdf) 45 Bkz. ör. Yarg.2. HD’nin 12.12.2017 tarihli, E. 2016/8859, K. 2017/14407 sayılı kararı (Legalbank, 20.04.2022). Aynı görüşte bkz. Remzi Demir, “Yoksulluk Nafakasının Sona Erme Sebepleri ve Yoksulluk Nafakasının Süresizliğine Dair Tartışmalar”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, C. 147, Y. 2020, s. 240.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1