219 TBB Dergisi 2022 (162) Emel BADUR Ancak sadece soy bağının tespiti amacıyla işlenen genetik veriler bu çalışmanın kapsamına dahil edilmediklerinden, konu hakkında ayrıntılı bir inceleme yapılmayacaktır. Aşağıda önce akıl hastalığı sebebine dayalı boşanma davalarında işlenen, sonra da diğer tüm sebeplere dayanan boşanma davalarında sıklıkla başvurulan kişisel sağlık verilerine değinilecektir. A. Akıl Hastalığı Sebebine Dayalı Boşanma Davalarında TMK’nın “Akıl hastalığı” kenar başlığını taşıyan 165. maddesinde düzenlenen özel boşanma sebebinde,33 eşlerden birinin akıl hastası olması durumunda, bu yüzden kendisi için ortak hayat çekilmez hale gelen diğer eşin, boşanma talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Ancak maddede bu boşanma davasının, “hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi koşuluyla” açılabileceği ifade olunmuştur. Maddenin lafzi yorumla okunması halinde, resmi sağlık kurulu raporunun bir dava şartı olduğu fikrinin uyanması mümkündür. Buna karşılık söz konusu resmi sağlık kurulu raporu, davanın açılabilmesinin değil; bu sebebe dayanarak hüküm kurulabilmesinin şartı olarak anlaşılmalıdır.34 Aksinin kabulü halinde eşinin akıl hastalığı nedeniyle evlilik birliği kendisi için çekilmez hale gelen kişi, eşinin akıl hastalığını ve bu hastalığın geçmesine olanak bulunmadığını resmi sağlık kurulu raporuyla belgeleyemediği, başka bir ifade ile eşine ait bu kişisel sağlık verisini mahkemeye sunmadığı sürece boşanma davası açamayacaktır. han), “Boşanma Davalarında DNA Analizi Deliline Başvurulabilir mi”, Türk Medeni Hukuk Reformunun 95. Yılı Sempozyumu, İstanbul 2022, Legal Yayıncılık, s. 91-120. 33 Akıl hastalığı aynı zamanda nispi ve kusura dayanmayan boşanma sebeplerindendir. 34 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (TKM) 133. maddesinde kullanılan “Karı kocadan biri üç seneden beri devam eden bir akıl hastalığına duçar olup da bu hastalık müşterek hayatın devamını diğer taraf için çekilmez hale koymuş ve şifası kabil olmadığı dahi ehlihibre tarafından tasdik edilmiş bulunursa o taraf, her zaman boşanma davasında bulunabilir” ifadesiyle konuya ilişkin bir karışıklığa mahal verilmeyecek şekilde, raporun boşanma kararı verilebilmesinin şartı olduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 164. maddesinin TKM’nin 133. maddesinden farklılaştığı bir diğer yer, boşanma hükmünün kurulabilmesi için ehil bir bilirkişi raporunun değil; resmi sağlık kurulu raporunun gerekli kılınmış olmasıdır. Ayrıca akıl hastalığının üç yıldır devam etmesi kriterinden de vazgeçilmiştir. Ahmet M. Kılıçoğlu, Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015, s. 132, 134.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1