221 TBB Dergisi 2022 (162) Emel BADUR bulunması halinde, aile mahkemesinin hüküm kurmadan önce, Adli Tıp Kurumu’na başvurmasını gerekli kılmaktadır.37 Eşin akıl hastalığı sebebiyle vesayet altına alınmasında kullanılan raporun TMK’nın 165. maddesi kapsamında istenilen raporun unsurlarını taşımayacağı da belirtilmelidir.38 Resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gereken, akıl hastalığının iyileşmesine olanak bulunup bulunmadığıdır.39 Başka bir ifadeyle, resmi sağlık kuruluna, akıl hastası olan eşin bu hastalığının şifa bulur olup olmadığı sorulmaktadır. Ancak eşin herhangi bir akıl hastalığının bulunmaması halinde, bu yönde düzenlenecek bir rapor, boşanma davasının reddi sebebini teşkil edecektir. Dava bir kez akıl birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yetersiz olan tek hekim raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır”. Y. 2. HD, E. 2015/7159, K. 2015/23548, T. 08.12.2015; Y. 2. HD, E. 2007/6730, K. 2008/4453, T. 31.03.2008. 37 “Dava, akıl hastalığı sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. Davalı kadın hakkında yargılama sırasında kısıtlama kararı verilmiştir. Üniversite Tıp Merkezi’nden alınan rapor davalı kadının sağlık durumunu yeterince ortaya koymaya elverişli olmadığı gibi davalı kadının halen kısıtlı olup olmadığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Bu durumda davalı kadının tüm tedavi evrakları ve raporlarla birlikte bir kez de Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek ilgili ihtisas dairesinden davalı kadının son durumu konusunda rapor alınmalı ve davalı kadının vesayet halinin devam edip etmediği de araştırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir”. Y. 2. HD, E. 2016/10469, K. 2016/11088, T. 06.06.2016. 38 Burcu Yağcıoğlu, “Akıl Hastalığının Evlilikteki Etkilerine Genel Bir Bakış”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Konya 2021, C. 29, S. 2, s. 971; “Davalıya vasi tayin edilmiş ise de vesayet altına alınma ile ilgili raporun TMK’nın 165. maddesinde yazılı unsurları taşımadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple vesayet dosyasının celbi ile Adli Tıp Kurumundan davalının hastalığının, ortak hayatın diğer eş yönünden çekilmez hale getirip getirmeyeceği, hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı hususlarında mütalaa alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştir”, Y. 2. HD, E. 2003/2052, K. 2003/3199, T. 10.03.2003. 39 Öztan’a göre, yasa koyucunun hastalığın geçmesinden kastı, tamamen iyileşmesidir. Eşin akıl hastalığının, uygulanan tedavilerle hafifletilmesi veya seyrinin ya da şiddetinin azaltılması, iyileşme kapsamında değerlendirilemez. Hâkimin boşanmaya hükmedebilmek için, resmi sağlık kurulu raporundan anlaması gereken, hastalığın tedavisinin imkânsız olduğu; en azından iyileşmesinin kuvvetle muhtemel olmadığıdır. Eşin iyileşmesi mümkünse, boşanmaya hükmedilmez. Yazara göre, hastalığın atipik seyri nedeniyle, iyileşme konusunda sadece bir ümidin varlığının belirtilmesi, yeterli değildir. Öztan, s. 678. Hazırlanan raporda hastalığın çok uzun süreli bir tedavi sonrasında iyileşme ihtimalinden söz edilmesi durumunda, genel boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açılabilir. Mehmet Erdem, Aile Hukuku. B. 2, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2019, 120.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1