Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

222 Boşanma Davalarında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması hastalığına dayalı boşanma istemiyle açıldıktan ve TMK’nın 165. maddesine uygun şekilde resmi sağlık kurulu raporu alındıktan sonra, artık başka bir boşanma sebebine dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir.40 Yukarıda yapılan açıklamalardan da görülebileceği üzere, kişinin akıl sağlığı hakkındaki resmi sağlık kurulu raporu, TMK’nın 165. maddesine dayalı boşanma davaları açısından, davanın hukuki kaderini tayin eden bir öneme sahiptir.41 Akıl hastalığı nedenine dayalı olarak 40 “Dava dilekçesindeki açıklamalara göre davanın hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesine dayalı akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası olup resmi sağlık kurulu raporu da alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken şiddetli geçimsizlik sebebiyle (TMK. m. 166) boşanmaya karar verilmesi doğru görülmemiştir”. Y. 2. HD, E. 2005/3217, K. 2005/5084, T. 30.03.2005. Ayrıca eşlerden birinin akıl hastası olması ve TMK’nın 165. maddesinde aranan şartların gerçekleşmesi durumunda, başka bir sebepten boşanma hükmü kurulması mümkün değildir. “Dava, şiddetli geçimsizlik sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak açılmıştır. Toplanan delillerden, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) bir dava da söz konusu değildir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için davalı erkeğin davranışlarının iradi olması gerekmektedir. Akıl hastası davalı erkeğin davranışları iradi olmadığına göre, davanın reddi yerine kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir”. Y. 2. HD, E. 2015/5174, K. 2015/19178, T. 22.10.2015; Y. 2. HD, E. 2003/3064, K. 2003/4349, T. 27.03.2003. 41 Yargıtay evlilik öncesinde ortaya çıkmış şizofreni hastalığını, bir evlenme engeli olarak kabul ettiği görüşünü şu şekilde ifade etmiştir: “Davalının şizofreni rahatsızlığı olduğu halde, bu hastalığı gizleyerek evliliği gerçekleştirdiği, davacı erkek tarafından evlenmeden sonra hastalığın aktif döneminde bu hususun öğrenildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 150/2 maddesi gereğince aldatma sebebiyle evliliğin iptaline karar verilebilmesi için, davalıda mevcut hastalığın davacı-davalının veya alt soyunun sağlığı için ağır tehlike teşkil edecek nitelikte olması zorunludur. Mahkemece alınan sağlık kurulu raporunda, kadının bu hastalığının 8 yıllık bir mazisinin olduğu, geçmişte zaman zaman yatarak tedavi edilmeye çalışıldığı, evlenme tarihi itibariyle de davalı kadının işbu rahatsızlığının bulunduğu, bu hastalığın doğası gereği evliliğe engel teşkil ettiği, kendisi ve çevresindekiler bakımından tehlike arz ettiği, vasi tayininin de gerektiği belirtilmiştir. O halde, kadının sağlık raporu içeriği dikkate alındığında, davalı kadının şizofreni hastalığının, erkek ya da ileri de olması muhtemel altsoyu açısından ağır bir tehlike arz edebileceği ispatlanmıştır. Bu durumda, mahkemece davacı erkeğin davasının kabulüne karar verilecek yerde yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir”. Y. 2. HD, E. 2017/5989, K. 2018/12811, T. 12.11.2018.“Bu nedenle, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait askerlik belgeleri, tüm doktor raporları, hasta gözlem (müşahede) kağıtları, film grafileri ve reçeteler eksiksiz getirtilerek davalının ‘evlenme tarihinde’ sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bu-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1