Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

226 Boşanma Davalarında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Ayrıca tedavisi bulunmayan bir hastalık olması durumunda, bu hastalığın evlilik birliğinin devamını çekilmez kılması da boşanma hükmü verilebilmesi için aranan bir diğer unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Yargıtay,51eşin sahip olduğu hastalığı evlilik öncesinde gizlemesinin, boşanma sebebi olarak değil; şartların varlığı halinde evliliğin nispi butlanına dair bir sebep olarak değerlendirilebileceğini belirtmektedir. Yargıtay52 Multiple Skleroz (MS) hastalığı gerekçe gösterilerek genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir davada, bu hastalığın varlığının tek başına bir boşanma sebebi oluşturmayacağını şu şekilde ifade etmiştir: “Davalı-davacıda mevcut olduğu tespit edilen hastalığın (MS), evlilik birliğinden doğan görevlerini yerine getirmesine engel olmadığı ve evlilik birliğini diğer taraf için çekilmez hale getirmediği resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmiştir. Bu durumda, sözü edilen hastalık başlı başına boşanma sebebi değildir”. Eşlerin kişisel sağlık verileri, boşanmaya sebep oluşturan olaylardaki kusur durumlarının belirlenmesi açısından da önem arz etmektedir.53 Bir Yargıtay kararında54 eşin kişisel sağlık verisi kullanılarak kusur 51 “Mahkemece davalı kadının evlilik öncesi ‘prematüre over yetmezliği’ rahatsızlığından söz etmeyerek davacı eşin güvenini sarstığı gerekçesiyle boşanma kararı verilmişse de tarafların ancak evlilik birliği içinde gerçekleşen kusurlu davranışları boşanma sebebi olur. Mahkemenin kabulünde olduğu gibi davalı evlilik öncesi ‘prematüre over yetmezliği’ rahatsızlığından eşine söz etmemiştir. Davalı kadının evlilik öncesi ‘prematüre over yetmezliği’ rahatsızlığını eşinden gizlemesi, eşini sağlığı konusunda yanıltması ve aldatması davacının bu sebepten güveninin sarsılmış olması TMK’nın 149 ve 150. maddelerinde düzenlenen nispi butlan sebeplerini oluşturabilir. Evlilik birliği içinde davalı kadının çocuğunun olmaması, yumurtalık rezervinin azalması/tükenmesi davalı kadın tedaviden kaçınmadıkça boşanma sebebi olmaz”. Y. 2. HD, E. 2012/8975, K. 2012/28580, T. 28.11.2012. 52 YHGK, E. 2011/2-829, K. 2012/145, T. 14.03.2012. Benzer bir kararda da Hepatit B hastalığı için aynı yönde hüküm kurulmuştur: “Davalının Hepatit B hastası olduğu anlaşılmaktadır. Eşlerden birinde bu hastalığın varlığı başlı başına boşanma sebebi değildir. Davalının hastalığının tedavisinden kaçındığına dair bir delil de bulunmamaktadır”. Y. 2. HD, E. 2011/2400, K. 2012/8123, T. 03.04.2012. 53 “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 29.08.2005 tarihli yazısı, 29.08.2005 ve 21.11.2005 tarihli müşahede raporlarından ve davacı tanık beyanlarından; davacının, 07.04.2006 evi terk tarihinden önce davalı eşini alkol tedavisi için iki kez doktora götürdüğü, davacının bu gayret ve desteklerine rağmen davalı kocanın alkol alışkanlığını bırakmadığı ve sorumsuz davranışlarına devam ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan ve tazminat gerektiren olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır”. YHGK, E. 2010/2-259, K. 2010/329, T. 06.06.2010. 54 Y. 2. HD, E. 2011/628, K. 2011/3205, T. 23.02.2011; “Akıl hastası olan davacı-dava-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1