Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

13 TBB Dergisi 2022 (162) Burak ERDEM laşıya varılmış hukuk kurallarının mevcut bulunmaması genellikle, bireylerin demokratik çerçevede yönetme hakkı kazanmak ya da hükümetin politikalarını etkilemek amacıyla siyasete girememesi neticesini doğurmaktadır. Halk kitlelerinin yoğun katılımından uzak Afrika siyaseti bu nedenle, daha ziyade baskı, şiddet ve zorlama olguları etrafında şekillenmektedir. Modern devletlere kıyasla, yürütme erkinin hukuki sınırlarına ilişkin var olan az sayıdaki hukuk kuralından dâhi kendilerini üstün tutan yöneticilerin kanun tanımaz tutumları da eklendiğinde, Afrika kıtasındaki başkanlık sistemleri ekseriyetle, neopatrimonyalizm23 tartışmaları etrafında şekillenen hükümet sistemlerine evrilmektedir.24 Siyasi katılım imkânlarının yetersizliğinin bir diğer sonucu, siyasi iktidarın uyacağı temel kaide ve esasların belirlendiği anayasal ve yasal hükümlerin, Afrika’da kamusal tartışmalara yok denecek kadar az konu olmalarıdır. Genellikle siyasi elitlerce tepeden inme şekilde ya da manipülasyona bir hayli açık, aceleci ve göstermelik halk oylamalarıyla hazırlanan bu tür anayasalar, uygulanma safhalarında da hileli yöntemlerle toplumsal tartışmaların uzağında bırakılmaktadırlar. Dahası, insani gelişme endeksi bakımından oldukça düşük seviyelerde bulunan kimi ülkelerde, halkın büyük bir bölümü anayasa kavramından ne anlaşılması gerektiğinden dahi bihaberdir. Bu sebeple, istisnai örnekler haricinde, Afrika devletlerinde anayasalar, demokrasi hakkında olumlu icraatlar yapıldığına dair uluslararası toplumu ikna etmek amacıyla yapılan tartışmalar dışında, halktan soyutlanan metinlerden ibaret olmaktadır.25 Başkanlık sistemini benimseyen Afrika devletlerinin genelinde görülen bir diğer temel nitelik ise, kuruluş dönemlerinde tek parti sisteminin mevcut olmasıdır. Gerçekten de Latin Amerika devletlerinden 23 Sömürgecilik sonrası kurulan Afrika cumhuriyetlerinde yaygın şekilde görülen neopatrimonyalizm uygulaması, bir nevi “patron-müşteri” ilişki altında, devlet kaynaklarının siyasette etkin kişi ve kurumlara tahsis edilmesi suretiyle devlet başkanının siyasi nüfuzunun güvence altına alınması anlamına gelmektedir. Nicholas Cheeseman/Eloïse Bertrand/Sa’eed Husaini, A Dictionary of African Politics, Oxford University Press, 2019. www.oxfordreference.com/view/10.1093/acref/9780191828836.001.0001/acref-9780191828836 (Erişim Tarihi: 04.04.2022). 24 Hyden, s. 98; Mohammed, s. 175. 25 Ihonvbere, s. 346; Tom Syring, “Alternation Denied: Africa’s Presidential 30+ Club,” ILSA Journal of International and Comparative Law, C. 23, S. 2, 2017, s. 318.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1