232 Boşanma Davalarında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması -rıza alınmadan- işlenebilmesi için hem işleme amacı hem de işleyebilecek kişi açısından -görünüşte- önemli iki istisna getirilmiştir. Bu tür verilerin işlenme amacı sadece kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi,63 sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi olabilir. İkinci istisna gereğince bu tür verileri sadece sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler64 veya yetkili kurum ve kuruluşlar işleyebilir.65 Ancak bu kadar önemli bir istisna kuralına ilişkin normda, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişilerin daha açık ve belirleyici olarak düzenlemesi yasa yapma tekniği açısından bir gerekliliktir.66 63 Tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi nedeniyle işlenecek kişisel sağlık verilerinin, teşhis veya tedavinin uygulandığı kişiye ait olması da aranan bir şart değildir. Başka bir ifadeyle tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla işlenecek kişisel verilerin belirlenmesinde KVKK’nın 4. maddesinde belirlenen genel ilkeler dışında bir sınır bulunmamaktadır. Söz konusu düzenlemeyi “Bu kapsamda KVKK m. 6(3) hükmündeki tıbbi teşhis ve tedavinin üçüncü kişinin teşhis ve tedavisini de içerecek şekilde geniş yorumlanması gerekir” ifadesiyle yerinde bulan görüş hakkında bkz. Nafiye Yücedağ, “Medeni Hukuk Acısından Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun Uygulama Alanı ve Genel Hukuk Uygunluk Sebepleri”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, İstanbul 2017, C. LXXV, S. 2, s. 772. 64 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 46/1/b maddesinde yer verilen “Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler” ifadesi gereğince, maddede sayılan kişilere tanıklıktan çekinme hakkı tanınmıştır. Benzeri bir kurala, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sır Nedeniyle Tanıklıktan Çekinme” kenar başlıklı 249. maddesinde de rastlanılmaktadır. Maddede, “Kanun gereği sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler” kuralı bulunmaktadır. 65 Bazı durumlarda sır saklama yükümlüsü olan kişilerinde kişisel sağlık verilerinin korunması konusunda gerekli özeni göstermedikleri örneklere rastlanmaktadır. Böyle bir duruma ilişkin Kurul’un vermiş olduğu kararın özeti şu şekildedir: “İlgili kişiye ait özel nitelikli kişisel veri olan sağlık raporunun, bir Hastane nezdinde hastaların tedavi sürecinde yer alan hekimler tarafından, veri sorumlusuna ait mobil olarak kullanılan bir uygulamadan alınan ekran görüntüsünün başka bir cihaz tarafından çekilmesi suretiyle internet ve sosyal medya mecralarında paylaşılması ve bu itibarla özel nitelikli bir kişisel verinin sosyal medya aracılığıyla geniş bir kitleye ifşa edilmiş olduğu dikkate alınarak, Kurulca yapılan resen inceleme neticesinde; 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi kapsamında kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin edemeyen veri sorumlusu hakkında Kanun’un 18. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmıştır” https:// www.kvkk.gov.tr/Icerik/5408/Ozel-Nitelikli-Kisisel-Verilerin-Kanuna-AykiriSekilde-Internet-ve-Sosyal-Medya-Mecralarinda-Paylasilmasi (E. T. 10.06.2022) 66 Hekim, hemşire, paramedik, diş hekimi, ebe, eczacı ve gözlükçü (optisyen) gibi kişilerin bu kapsamda değerlendirilecekleri açıktır. Bayındır, s. 69; Yılmaz, Ana-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1