Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

242 Boşanma Davalarında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması ve kullanılması hususunda şikayetçi olmuştur. İhlale konu boşanma davasında başvuranın eşi, başvuranın bağımlılığını kanıtlamak amacıyla alkolizmle bağlantılı olarak dalağının bir kısmının alınmasına ilişkin tıbbi müdahaleye dair kişisel sağlık verisini rızası dışında kullanılmıştır. AİHM, özellikle Fransız mahkemelerinin kendi kararlarını desteklemek için dava konusu tıbbi rapora atıfta bulunmasının yalnızca ikincil temelde olduğunu gözlemlemiş ve bu nedenle tıbbi rapor olmadan da aynı sonuca ulaşabileceklerini tespit etmiştir. Bu tespit ışığında başvuranın özel hayatına yapılan müdahalenin kişisel verilerin korunmasının temel önemi açısından gerekçelendirilmediğini belirterek, Sözleşme’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Kararda ayrıca, tarafların özel hayatlarına ilişkin kişisel sağlık verilerinin bu tür yargılamalarda kullanılması hakkında iç hukukların yeterli güvenceler sağlaması gerektiğine de dikkat çekilmiştir.84 AİHM kararında, her ne kadar taraflar arasındaki boşanma davasında yargılamanın aleni olmamasına ve kararın üçüncü kişileri bağlayan kısmının yalnızca hüküm fıkrasında yer almasına rağmen, davayla doğrudan ilgisi aranmaksızın isteyen herkesin başvuranın sağlık durumuyla ilgili kişisel bilgileri içeren gerekçeli kararı temin edebileceğine dikkat çekilmiştir. Eşe ait kişisel sağlık verisinin eşin rızası olmaksızın boşanma davasında delil olarak kullanılması, güncel bir AYM kararına85 da konu olmuştur. Söz konusu uyuşmazlıkta başvuran (ve aynı zamanda boşanma davasının davacısı), eşiyle arasındaki boşanma davasında dava ve cevaba cevap dilekçelerinde evlendikten sonra migren ataklarının arttığı ve bu durumun sebebinin eşinin kusurlu davranışları olduğu yönünde iddialarda bulunmuştur. Başvurucunun eşi de bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ispatlamak amacıyla halihazırda doktor olarak görevde bulunduğu Devlet Hastanesinde yaptığı araştırma sonucunda başvurucunun evlenme84 Mahkeme, ayrıca iç hukukun tarafların özel yaşamlarına ilişkin verilerin bu tür işlemlerde kullanılması hususunda yeterli güvenceler sağlamadığını ve dolayısıyla bunun, evleviyetle bu tür tedbirlerin gerekliliğine dair sıkı bir denetime ihtiyacın haklı gerekçelerinin bulunduğunu gösterdiğini belirtmiştir. 85 AYM, Başvuru No: 2019/20473, T. 03.02.2022.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1