15 TBBDergisi2022( 162) BurakERDEM sağlamaktadır.29 Bu bakımdan örneğin, yasama ve yürütme organları arasındaki dengeyi sağlayacak unsurlar bulunmaksızın, anayasalarca devlet başkanlarına tanınan atama yetkileri, nepotizm ağının parçası olan kimseleri önemli yasama pozisyonlarına atama fırsatı tanıyarak başkanın parlamento karşısında dengesiz biçimde güçlenmesine olanak tanımaktadır.30 Benzer şekilde, kıtanın birçok ülkesinde başkanlara tanınan kanun gücünde kararname çıkarma, kanun değişikliği önerisi verme ya da anayasa değişikliği teklifi sunma gibi yetkiler de yürütme organının yasama organı karşısında güçlenmesinin yolunu açmaktadır.31 Bilhassa tek parti veya hâkim parti sisteminin esas olduğu başkanlık sistemlerinde, parlamentonun yürütme organı karşısındaki dezavantajlı konumu çok daha rahat biçimde gözlemlenebilmektedir. Seçim sonrası, seçmenlere olan sadakatin yavaş yavaş partiye sadakat anlayışına evrildiği bu tür parlamentolar, yasama ve yürütme kuvvetleri arasında, teoride var olan fren ve dengeleme mekanizmalarını uygulamaya geçirmede dâhi bir hayli yetersizdir. Devlet başkanı ve iktidar partisi yönetiminin yoğun denetimi altında olan parlamenterlerin, yürütmeyi denetlemek bir yana; bizzat yürütme organının talep ettiği kanunları yürürlüğe koymakla görevli oldukları kabul görmektedir. Dolayısıyla bu nitelikteki parlamentoların halkın egemenliğinin bir tezahürü yerine egemen seçkinlerin ve temsil ettikleri otoriter rejimin bir görünümünden ibaret oldukları ileri sürülmektedir.32 Liberal demokrasiden uzak, Afrika tipi başkanlık sistemlerinde başkan her ne kadar kararname çıkarma, meclisi feshetme ya da önemli atamalar yapma gibi yetkilere çoğu zaman tek başına sahip olsa da bu durum, yasama organı seçimlerine verilen önemi azaltmamaktadır. Zira tek adam egemenliğinin esas olduğu bu gibi otoriter sistemlerde başkan, yasama organının kontrolünü sağlamayı ve parlamento üzerinde egemenlik kurabilmeyi de amaçlamaktadır. Bunun 29 Nicholas van de Walle, “Presidentialism and Clientelism in Africa’s Emerging Party Systems”, The Journal of Modern African Studies, C. 41, S. 2, 2003, s. 309; Özsoy Boyunsuz, s. 96. 30 van Cranenburgh, s. 953; Özsoy Boyunsuz, s. 96-97. 31 Özsoy Boyunsuz, s. 119-120. 32 Salih, s. 11-12.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1