Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

278 Uluslararası Özel Hukuk Perspektifinden Akıllı Sözleşmeler belirlenmesinde ortaya çıkacaktır. Ayrıca, örneğin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 17. maddesinde olduğu gibi, bazı hukuk sistemlerinde yetki anlaşması yapabilmek sadece belirli kişilere tanınmış bir imkân olabilir.130 Bu durumda, psödonim şekilde yapılan akıllı sözleşmeler açısından tarafların kanunen aranan niteliklere sahip olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması da ayrı bir sorun teşkil edecektir. Dolayısıyla, mevcut milli ve milletlerarası düzenlemeler ışığında, akıllı sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin yetki anlaşması yoluyla belirlenmesi de farklı soru işaretlerini gündeme getirecektir. Yetkili bir devlet mahkemesinin belirlenmesindeki zorluklar yanında, belirlenen mahkemenin akıllı sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıkları etkin bir şekilde çözüme kavuşturmada ne derece başarılı olabileceği de şüphelidir. Bu noktada, tahkim yargılamasının devlet mahkemelerine tercih sebeplerinden biri olan, uyuşmazlık konusu alanda uzman kişilerce uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması özelliğinin ön plana çıkması, blokzincir teknolojisinde yaşanan hızlı gelişmeler karşısında kaçınılmazdır. Bununla birlikte, mevcut tahkim kuralları çerçevesinde işleyen geleneksel tahkim usulünün akıllı sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıklara özgü sorunlara uyum sağlayıp sağlamayacağının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Tahkime ilişkin milli mevzuatların teknolojik gelişmelere uyum sağlamalarının zaman alması beklense de tahkim kurumlarının, yukarıda bahsettiğimiz uyuşmazlık çözüm platformları ile bu alanda rekabet edebilmek için daha hızlı davranabilecekleri düşünülmektedir. Dolayısıyla, bu platformların kullanımının yaygınlaşmasının, tahkim yargılamasının milletlerarası ticaretin gerekleri doğrultusunda gelişimine katkı sağlayacağını söylemek mümkündür. edilmesi gerektiğine ilişkin hükümler yer almaktadır. 130 MÖHUK’ta yabancılık unsuru taşıyan sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda yetki anlaşması yoluyla Türk mahkemelerinin seçimini düzenleyen özel bir hüküm bulunmamaktadır. MÖHUK m. 40’ta Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre belirleneceği düzenlendiğinden yabancılık unsuru içeren sözleşmeler açısından yetki anlaşmasıyla Türk mahkemelerinin belirlenmesinde de HMK hükümleri uygulanmaktadır. HMK m. 17’ye göre ise sadece tacirler ve kamu tüzel kişilerinin yetki anlaşması yapabilmesi mümkündür. Ayrıntılı bilgi için bkz. Şanlı/Esen/Ataman-Figanmeşe, s. 502506.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1