297 TBB Dergisi 2022 (162) Hülya ATLAN GÜRER ğine gitmiştir. Yüksek Mahkeme’nin 2006 yılında verdiği ilke kararına göre, OR Art. 141/1’de (TBK m. 160/1) öngörülen yasak sadece OR’un üçüncü bölümünde (TBK’nın üçüncü bölümünün ikinci ayırımında) yer alan zamanaşımı süreleri bakımından değil, tüm zamanaşımı süreleri için geçerlidir. Buna göre OR Art. 141/1’in tarihsel yorumundan, önceden feragati yasaklayan kanun koyucunun, sadece sözleşmenin yapıldığı andaki feragati yasaklamak istediği sonucu çıkar. Bu, ilgili zamanaşımı süresinden bağımsız olarak öyledir. Sözleşme yapıldıktan sonra borçlu, tüm zamanaşımı süreleri bakımından, henüz zamanaşımı süresi işlerken zamanaşımından feragat edebilir. Zamanaşımı süresi dolduktan sonra da tüm zamanaşımı süreleri bakımından feragat edilebilmesi mümkündür.40 Böylece Federal Mahkeme bu kararla, her şeyden önce, tartışmalı olan zamanaşımı definden feragat anını aydınlatarak, kanun koyucunun sadece alacağın doğmasından önce yapılan (sözleşmenin yapıldığı andaki) feragati yasaklamak istediği tespitinde bulunmuştur.41 Yine bu kararla; geçerli bir feragatin yapılabilmesi bakımından OR Art. 141/1 hükmünde öngörülen zamansal sınırlamanın, sadece OR’un üçüncü bölümünde yer alan zamanaşımı süreleri (OR Art. 127, 128, 137/2 - TBK m. 146, 147, 156/2) bakımından değil, haksız fiilden (OR Art. 60, TBK m. 72), sebepsiz zenginleşmeden (OR Art. 67, TBK m. 82) ve özel borç ilişkileri kısmında düzenlenen bazı sözleşmelerden doğan alacaklar bakımından da geçerli olduğu benimsenmiş olmaktadır.42 OR Art. 141/1’deki önceden feragat yasağının tüm zamanaşımı süreleri için getirilmiş genel bir yasak olduğunu kaOR’un üçüncü bölümünde yer alan zamanaşımı sürelerine ilişkin bir sınırlamadan söz etmeyen OR Art. 141’in (TBK m. 160) lafzı, bunun tüm zamanaşımı süreleri için geçerli olduğuna işaret eder. Kaldı ki, önceden feragat bakımından zamanaşımı süreleri arasında böyle bir ayırım yapılmasının objektif bir dayanağı da bulunmamaktadır (Wildhaber/Dede, Verzicht, s. 138. Aynı yönde bkz. Däppen, BSK OR, Art. 141, N. 2). 40 Söz konusu karar için bkz. BGE 132 III 226 (https://www.bger.ch, Erişim Tarihi: 04.06.2022). Ayrıca bkz. Huguenin, s. 687, N. 2258. Federal Mahkeme’nin gerekçesinin - en azından tarihi yorum metodu bakımdan - zayıf olduğuna, önce sonucun tespit edilmesi ve ikinci adımda buna uygun gerekçenin bulunması gerektiğine ilişkin olarak ayrıca bkz. Wildhaber/Dede, Verzicht, s. 140. 41 Berger, s. 493, N. 1476; Wildhaber/Dede, Verzicht, s. 140. 42 Eugen Bucher, “Verjährung: gute Schritte in guter Richtung - Bemerkungen aus Anlass von BGE 132 III 226-241 (4C.296/2005)”, Zeitschrift für juristische Ausbildung und Praxis (recht), 2006, s. 194; Müller, s. 291. Bu görüşte bkz. Wildhaber/ Dede, Berner Kommentar OR, Art. 141, N. 11.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1