Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

320 Zamanaşımından Feragat görüşe paralel olarak, İsviçre Federal Mahkemesi’nin ilke kararında da (BGE 132 III 226) belirtildiği gibi, söz konusu on yıllık üst sürenin, somut durumda söz konusu olan zamanaşımı süresinden bağımsız olarak (İsviçre hukuku bakımından söz konusu revizyondan sonra dahi) uygulanması gerektiği belirtilmektedir. Başka bir ifadeyle, alacağın tâbi olduğu zamanaşımı süresi on yıldan daha kısa olsa bile, zamanaşımından feragat süresi için kabul edilen on yıllık azami süre uygulama alanı bulur.125 Hukukumuzda olduğu kadar İsviçre hukukunda da (zamanaşımı hukukuna ilişkin söz konusu revizyondan sonra dahi)126 feragat edilebilecek en üst süre olan on yılın hangi andan itibaren başlayacağı konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bu halde ilk aşamada taraf iradelerinin belirleyici olması gerekir. Doktrindeki çoğunluk görüşüne göre, on yıllık azami sürenin başlama anı olarak feragat beyanının yapıldığı anın esas alınması gerekir.127 Şu halde taraf iradeleri açık değil veya çelişkili ise feragatin maddi hukuka ilişkin etkisi, kural olarak feragat beyanında bulunulduğu anla ilişkilendirilir.128 125 Gauch/Schluep/Schmid/Emmenegger, N. 3382; Müller, s. 291; Bucher, gute Schritte, s. 194. 126 Söz konusu revizyona ilişkin kanun gerekçesinde, bu konuda bir düzenleme getirmekten bilinçli olarak kaçınıldığı belirtilmektedir. Buna göre, burada esas olarak, zamanaşımının gerçekleştiği an ile zamanaşımından feragat edildiği an, başlangıç anı olarak dikkate alınabilir. Somut durumda hangi anın esas alındığı, feragat beyanının yorumu sorunudur. Borçlunun gerçek iradesinin tespit edilememesi halinde, feragat beyanı güven prensibi esas alınarak yorumlanır (BBl 2014, 235, 262). 127 Huguenin, s. 690, N. 2262; Wildhaber/Dede, Verzicht, s. 149. Buna karşılık bir görüşe göre, zamanaşımından feragate ilişkin sözleşmenin maddi hukuk bakımından etkisi, alacaklının feragat beyanını kabul ettiği anda doğar. Buna göre, taraflar genellikle zamanaşımından feragat sözleşmesinin etki doğuracağı anı belirlemeyi ihmal eder. Bu nedenle burada TBK m. 11/2 (OR Art. 10/2) uygulama alanı bulur. Buna göre, borçlunun feragate ilişkin önerisi için alacaklının açık bir kabul beyanında bulunması kural olarak gerekli olmadığından sözleşme, önerinin ulaşması anından başlayarak etkisini gösterir (Müller, s. 295). Söz konusu üst sürenin, zamanaşımının işlemeye başladığı andan itibaren hesaplanması gerektiği yönünde bkz. Paksoy, s. 92. 128 Wildhaber/Dede, Berner Kommentar OR, Art. 141, N. 54. İsviçre hukukundaki revizyon ile feragat beyanının geçerliliği yazılı şekle bağlanmıştır (OR Art. 141/2). Yazılı olan feragat beyanının yapıldığı an kolaylıkla belirlenebileceğinden, on yıllık azami sürenin başlangıcının feragat beyanında bulunulduğu ana bağlanmasının hukuk güvenliğine de hizmet edeceğine ilişkin olarak bkz. Wildhaber/Dede, Berner Kommentar OR, Art. 141, N. 54.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1