Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

411 TBB Dergisi 2022 (162) Özde DEREBOYLULAR tin, özgürlükten yoksun bırakma tedbiri için mahkemeye başvurma hakkını iç hukukta yeterli açıklıkta güvence altına alınmış olması gerekmektedir. Nitekim, AİHS’de gerek m. 5/5 ile hukuka aykırı olarak yapılmış olan bir yakalama veya tutuklama işleminin mağduru olan her şahsa tazminat isteme hakkı tanınımakta gerekse; Sözleşme’nin “etkili başvuru hakkı” başlıklı 13’üncü maddesince Sözleşme’de güvence altına alınan hak ve özgürlüklerinden biri ihlal edilmiş kişiye ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkı tanınmıştır. AİHS’nin bu hükümleri, iç hukuktaki düzenlemelerin etkin olması gerektiğine vurgu yapmaktadır.158 Bu gerekliliğin KKTC hukukundaki mevcut düzenlemeyle sağlanamadığı kanaatindeyiz. Türk hukukunda koruma tedbirleri nedeniyle tazminat konusu CMK’nın 141-144. maddelerinde oldukça ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.159 Demokratik hukuk devleti anlayışının en önemli gerekliliklerinden biri, çağın gereklerine uygun düzenlemeler yapmaktır. Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs hukukunda, Türk hukukundakine benzer, ayrıntılı bir düzenleme yapılarak olumlu yönde gelişme kaydedileceği düşüncemizdir. Çünkü mevcut düzenleme, AİHM standartları ile uyum içerisinde gözükmemektedir. Sonuç KKTC hukuku ışığında incelemiş olduğumuz tutuklama tedbirinin uygulanması hakkında varabileceğimiz birtakım sonuçlar vardır. Tutuklanan kişinin 24 saat içerisinde hakim önüne çıkarılması önemli 158 Nitekim Mahkeme, Aytimur/Türkiye CMK m. 141 ve devamında öngörülen mekanizmanın etkin olmadığını belirtlerek Sözleşmenin m.5/5’in ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme yakın tarihli Salğın/Türkiye kararında da m. 5/5’in ihlal edildiğine karar vermiştir. Bkz. AİHM’in Türkiye’ye karşı 20.5.2010 tarihli Aytimur kararı, BN. 20259/06; AİHM’in Türkiye’ye karşı 4.4.2017 tarihli Salğın kararı, BN. 63086/12, prg. 36. 159 CMK’dan önce haksız yakalama ve tutuklama hallerinden doğan tazminat hakkını muhakeme kanunundan farklı bir kanun olan 7.5.1964 tarih ve 466 sayılı “Kanundışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun” düzenlemekteydi. 466 sayılı Kanun’da sadece yakalama ve tutuklama tedbirleri için tazminat öngörülmekteydi. 23.05.2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 18/1-c maddesi ile 466 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Bugün, koruma tedbirleri nedeniyle zarara uğrayan kişilere tazminat ödenmesine ilişkin düzenlemelere “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” başlıklı, CMK m. 141 ve devamı maddelerinde yer verilmiştir (CMK m. 141-144). Bkz. Yenisey/Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi, s. 468; Karakehya, Ceza Muhakemesi I, s. 300; Baytar, TBBD 2005, S. 359.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1