Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

40 Güçlü Yürütme Organının Egemen Olduğu Afrika Başkanlık Sistemleri ve Nijerya Örneği Bununla beraber, Nijerya’da yasama organını bir hayli güçsüz ve ikincil bir konuma indirgeyerek Devlet Başkanının aşırı biçimde güçlenmesine olanak tanıyan tek unsurun başkanlık sisteminin ortaya çıkardığı hükümet modeli olduğu söylenemeyecektir. Öyle ki çalışmada bahsedilen, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkelerine ciddi zararlar vermeye elverişli birçok olay ve olgunun, söz konusu hükümet sistemiyle doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır. Gerçekten de yargı organı mensuplarına verilen hukuka aykırı disiplin cezaları, anayasal uyumlaştırma adı altında Başkanca girişilen yasama tasarrufları, üçüncü dönem başkanlık tartışmalarında parlamenterlere verilen rüşvet ve gözdağı ile seçim sistemine ilişkin ağır aksaklıkların yegâne kaynağı olarak başkanlık sisteminin gösterilmesi, yerinde ve tutarlı bir yaklaşım olmayacaktır. Zira bahse konu olaylarda, hükümet sisteminin tek veya çift başlı olması, devlet başkanının göreve gelme usulü yahut yasama ve yürütme organının birbirlerini feshedip edemeyecekleri hususları pek de önem taşımamaktadır. Bir başka ifadeyle, Nijerya’nın parlamenter sistemi benimsediği ihtimalde de benzer nitelikli sorunlar yaşanacak ve güçler ayrılığı ilkesi yine zarar görecektir. Sonuç olarak, yürütme iktidarının sınırlandırılması meselesinde Nijerya örneğinde karşılaşılan iki temel sorunun bulunduğunu ifade etmek mümkündür. Bunlardan ilki, mevcut hükümet sistemi ve anayasal hükümler vasıtasıyla yürütme organına olabildiğince geniş yetkiler tanınarak yasama ve yargı organlarının dezavantajlı duruma düşürülmesi iken; diğeri ise, demokratik ilke ve değerlerden bir hayli uzak kalmış siyasi kültür ve konjonktürdür. Bununla birlikte, bunlar birbirinden bağımsız iki ayrı problem olmayıp birbirleriyle son derece ilişkililerdir. Rahatlıkla gözlemlenebileceği üzere, birçok yönüyle fren ve denge mekanizmalarından arındırılmış hükümet modeli, yürütmenin hukuki sınırlar olmaksızın güçlenmesine olanak tanıyarak Nijerya’yı çoğulcu demokratik kültür ve ilkelerden uzaklaştırmaktadır. Benzer biçimde, hükümet sisteminin ortaya çıkardığı demokrasiden uzak siyasi kültür ise, yürütme organını hukuk dışı yollarla iktidarını güçlendirme yoluna iterek hâlihazırda mevcut anayasal denetim mekanizmaların etkisini yitirmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla Nijerya’da gerek teorik gerek pratik açıdan kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan bir sistemin inşa edilebilmesi ancak hem yasama ve yürütme organları arasındaki dengeyi sağlayabilecek anayasal mekanizmaların kurulabilmesi hem de siyasi hayatta demokratik prensiplerin hâkim kılınabilmesi hâlinde mümkün olabilecektir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1