Türkiye Barolar Birliği Dergisi 162.Sayı

51 TBB Dergisi 2022 (162) Bahattin ARAS bir şekilde başlayan ancak orantısızlıktan kaynaklı olarak sonradan müdahale hukuka aykırı hale gelmektedir. İşkence ve eziyette ise durum farklıdır. Kolluk birimlerinin bazı zor kullanma eylemleri işkence veya eziyet suçuna da vücut verebilir. İşkence ve eziyet suçlarında belirli bir süreç içerisinde sistematik ve planlı olarak kişiye yönelik insan onuruyla bağdaşmayan “bedensel veya ruhsal yönden acı veren” veya “algılama veya irade yeteneğini etkileyen” veya “aşağılayıcı” eylemler gerçekleştirilmektedir. Ancak işkence teşkil eden fiillerin kamu görevlisi olmayan kişilerce ya da göreviyle bağlantılı olmaksızın kamu görevlisince işlenmesi halinde eziyet suçu oluşacaktır.25 İşkence ve eziyet suçlarında müdahale ve zor kullanma başından itibaren hukuka aykırı niteliktedir.26 Dolayısıyla zor kullanma yetkisi kanuna dayansa da eğer ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak kullanılmaz ise ilgililerin hukuki, cezai ve idari sorumluluğu gündeme gelecek ve kişiye uygulanan güç veya şiddetin niteliğine göre eylemin vasfı belirlenecektir. Güç kullanımından kaynaklı bu sorumluluk aynı zamanda hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Her yetki bir sorumlu25 “…TCK’nın 94/1. maddesine göre bu suç, kamu görevlisi tarafından insan onuruyla bağdaşmayacak surette kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine ya da aşağılanmasına yol açacak davranışlarla işlenebilir. Ancak bu davranışların madde gerekçesinde de belirtildiği üzere belli bir süreç içerisinde sistematik olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. İşkence teşkil eden fiillerin kamu görevlisi olmayan kişilerce ya da göreviyle bağlantılı olmaksızın kamu görevlisince işlenmesi halinde eziyet; fiillerin belli bir süreç içerisinde sistematik olarak gerçekleştirilmemesi halinde ise kasten yaralama, hakaret gibi bağımsız suçlar gündeme gelecektir. İşkence suçunun belli bir süreç içinde sistematik olarak uygulanması ölçütü aynı hareketlerin tekrarlanması olarak değerlendirilmemelidir. Farklılık gösterse dahi belli bir süreç içinde uygulanan fiiller bir bütün halinde kişinin bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine ya da aşağılanmasına yol açarsa işkence suçu oluşacaktır. Yine süreklilik arz eden Filistin askısı veya falakaya yatırma gibi bazı hareketler tekrarlanmasa bile sistematik uygulama özelliği taşıdıklarından işkence suçunu oluşturacaktır… Ceza Genel Kurulu, 2014/269 E., 2017/108 K., 28.02.2017 T.” 26 Timur Demirbaş, İşkence Suçu, 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2016, (işkence), s.74; Durmuş Tezcan/Mustafa Ruhan Erdem/R. Murat Önok,: Teorik Ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 19. Baskı, Seçkin yayıncılık, Ankara 2021, s. 304 vd; Handan Yokuş Sevük, “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Eziyet Suçu”, İÜHFM, İstanbul 2013,C. LXXI, S.1, s.1276; Eren Solmaz, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı” ile “Kötü Muamele Yasağı” Karşısında Kolluğun Güç Kullanma Yetkisi”, Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi, S. 6(1), Y. 2018, s.85-86;, Kerem Altıparmak, “Anayasa Mahkemesinin Zor Sorusu: İşkence ve Kötü Muamele, Ama Hangisi?”, Anayasa Yargısı, Ankara 2015, S.32, (İşkence), s.145-184

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1