83 TBB Dergisi 2022 (162) Bahattin ARAS talebi doğrultusunda memur alımı sınavına girmek için kurum dışına çıkarılan başvurucunun kaçmasının önlenmesi amacıyla alınacak güvenlik önlemlerinin de yüksek düzeyde tutulması gerektiği anlaşılabilir bir olgudur. Bu bağlamda başvurucunun dışarıda bulunduğu süre boyunca kelepçe kullanılarak bedensel hareketlerinin kısıtlanması makul bir tedbir kapsamında sayılmaktadır. Mahkeme’ye göre girdiği sınav süresi boyunca başvurucunun el ve ayaklarının kelepçeli tutulması, hareketlerini kısıtlayarak sınav başarısını etkileyecek düzeyde olabileceği değerlendirilse dahi salt bu durumun tek başına kötü muamele oluşturacağı sonucuna varmak mümkün görünmemektedir. Söz konusu bu müdahalenin başvurucunun fiziksel veya ruhsal bütünlüğü üzerinde olumsuz etki yarattığına ilişkin somut bir durum tespit edilmemekle birlikte özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinin ötesinde asgari bir ağırlık derecesine ulaştığı da tespit edilememiştir. Mahkeme belirtilen gerekçelerle kötü muamele yasağına ilişkin bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna oy çokluğu ile karar vermiştir. Mahkeme’nin kararının yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ile uluslararası sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde sorunlu olduğu açıktır. Kelepçe takılmasının bir gereklilik olduğu durumlarda bile bu tedbirin orantılı uygulanması gerekir. Hem el hem ayaklarının kelepçelenmesi güvenlik bakımından orantısız bir müdahale olmuştur. Nitekim mahkeme üyesi sayın Engin Yıldırım karşı oy yazısında “Hükümlü olarak ceza infaz kurumunda tutulan başvurucu kurum dışında girdiği bir sınav boyunca elleri ve ayakları kelepçeli bir halde tutulmuştur. Müebbet hapis cezası alan ve yüksek güvenlikli bir ceza infaz kurumunda tutulan başvurucunun kaçmasının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği açıktır. Başvurucunun kaçma olasılığını önlemek için kelepçe takılması zorunlu bir önlem olarak görülebilir ama hem el hem de ayaklara kelepçe takılması ulaşılmak istenen amaç için ölçülü olmayan bir aracın kullanılması anlamına gelmektedir. Ulaşılmak istenen amaca yönelik olarak başvurucunun hem el hem de ayaklarının eş anlı olarak kelepçelenmesi ve bu şekilde sınava girmek zorunda bırakılması Anayasa’nın 17’nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında aranan asgari eşiğin geçildiği sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, başvurucu insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muameleye ma-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1