Türkiye Barolar Birliği Dergisi 163.Sayı

135 TBB Dergisi 2022 (163) Mustafa ATALAN tek başına takdiri indirim uygulanması açısından yeterli olmadığı değerlendirilmelidir. Failin geçmişi ile ilgili olumsuz bir değerlendirme yapılırken, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri konusunda olumlu bir değerlendirme yapılması durumunda, gerekçelerde çelişkiye düşülmüş olacaktır. Bu kapsamda, maddede sayılan etkenler arasında da bir uyum bulunmalıdır. Kanaatimizce, geçmişi ve sosyal ilişkileri olumsuz olan fail hakkında, yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışı gerekçe gösterilerek takdiri indirim uygulanmaması gerekir. Hâkim takdir hakkını kullanırken, suçun işlenmesinden bağımsız ve suçun niteliğinden ayrık bir şekilde düşünerek karar vermelidir. Toplumsal baskı ve medya algısının etkileri en aza edilmelidir. Takdir hakkı, hâkime tanınmış özel bir hak olarak kabul edilse de bu hakkın kötüye kullanılması anlamına gelecek şekilde ve gerekçesiz bir karar verilmesinin savunulması, hukuk devleti ve alt başlıkta adil yargılanma hakkı ilkelerine aykırılık olarak değerlendirilecektir.82 Takdiri indirimin ne kadar yapılacağı kanunda açık bir şekilde belirlenmiştir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis ve müebbet hapis cezası üzerinden indirim yapılması gereken durumlarda, indirimin ne kadar yapılacağı konusunda hâkimin takdir hakkı bulunmazken, süreli hapis cezası nedeniyle yapılacak indirimlerde, azami indirimmiktarı 1/6 olarak belirlenmiştir. Bu oran, indirim yapılacak en yüksek miktardır. Yani hâkim, maddede belirtilen ölçütlerdeki yoğunluğa göre, bu indirim miktarının oranını belirleyecektir. Failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışları ve cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alına82 “07.06.1976 tarihli ve 3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; kanun koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak, uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme imkânı bulunmayan çeşitli hâlleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında, hâkimin bu yetkisini sınırlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCK’da da devam ettirmiştir. Ancak, hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nesafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tâbi olacağında da şüphe bulunmamaktadır”, Yargıtay 4. CD, 05/01/2022, 2020/5255; 2022/1014 E. K.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1