244 +XkXk 'HYOHWL 2OJXVXnXn (VkL da÷OaUdakL .|kHnOHUL bir cumhuriyet tarafından bir kent-devlet olarak kurulan ve hukuk fikrini bir öğreti olarak benimseyen12 Roma uygarlığı, yönetimi altındaki topraklarda aynı hukuk kurallarının geçerli olması ilkesini -özellikle Res Publica olarak bilinen cumhuriyet döneminde- uygulayabildiği için hukuk yaratma iktidarına sahip kudretli bir siyasal yapıya kavuşmuştur. Roma topraklarının tamamında hâkimiyet kurabilmiş bir kamu gücü ve bu topraklar üzerinde geçerli bir vatandaşlık anlayışı bulunmaktadır. Bugünkü cumhuriyetçi geleneğin en cazip izleriyle Roma’da karşılaşılmaktadır.13 Roma cumhuriyetinin ilk dönemlerinde, egemen olanın halk olduğu söylenebilir. Roma’nın güçlü olduğu yıllarda, yurttaşları arasında adalet, kanunlara riayet ve hukukun üstünlüğü geleneği vardır.14 Halk, iktidarın ve otoritenin kaynağı olmuştur. Ancak sonraki dönemlerde halkın bu yetkiyi ve onunla ortaya çıkan gücü bir üst otorite olan imparatora devrettiği görülmektedir. İmparatorlar, keyfiyete dayanan ve mutlak olan bu yetkilerini kullanmaya devam ettikçe, emperyalist genişleme ile zengin olma hırsının yol açtığı yozlaşmanın ve seçim sistemlerinde yaşanan bozuklukların da etkisiyle15 hukuk devletinin görünümü olan gelenek ve uygulamalardan uzaklaşılmış ve Roma’da çürüme başlamıştır. C. ORTA ÇAĞ Batı Roma İmparatorluğu dağıldıktan sonra 7. yüzyıla kadar varlığını ve etkinliğini sürdürebilen Roma medeniyeti, bu yüzyıl ile birlikte ekonomik, sosyal, kültürel ve hukuki alanlardaki belirgin gücünü kaybetmeye başlamıştır. Göze’ye göre bu durumun yaşanmasının esas sebebi, İslam egemenliğinin Batı Roma ve Doğu Roma imparatorluklarını birbirinden ayırmış olmasıdır.16 Akdeniz çevresinde yayılma gösteren İslam egemenliği, Akdeniz yolunu Avrupalı ülkelere kapayarak Kıta Avrupası’nı Doğu’dan koparmış ve dolayısıyla dünya ticaretinin dışında kalmasına neden olmuştur. Bir yandan dış istila12 Akın, s. 27. 13 Uygun, s. 121. 14 Oral Sander, Siyasi Tarih İlkçağlardan 1918’e, 27. baskı, İmge Kitabevi Yayınları, 2014, s. 43. 15 Oral. s. 43. 16 Göze, s. 66-67.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1