30 .aPXVaO $Oanda .aPHUaOÕ ø]OHPH 6LVWHPOHULnLn +XkXka 8\JXnOX÷X h]HULnH BLU 'H÷HUOHndLUPH Yine; elde edilen görüntülerin cezai süreçler hariç olmak üzere en fazla bir ay tutulabilmesi ve bu sistemlerin kurulduğu yerler, sorumlu kişi ve kurumlar ile ilgili toplumun sürekli olarak açık bir şekilde bilgilendirilmesi gerekmektedir.97 SONUÇ Kamera sistemleri dâhil teknolojik yöntemlerin, suçun önlenmesi ve suçun aydınlatılması süreçlerinde kullanılması oldukça makuldür. Gerçekten; kamera görüntülerinin, birçok delilin aksine somut olayı doğrudan aktarma özelliği bulunmaktadır. Örneğin, bir tanık delilinin önyargıyla ya da yanlış bir kanaat ile oluşturulması mümkünken, aynı durum kamera ile elde edilen delil için söz konusu olmayacaktır. Ancak çalışmamızda da değinildiği üzere, kameralı gözetleme sistemlerinin kamusal alanda ve kamu düzenini sağlamak amacıyla kullanılması; söz konusu uygulamayı peşinen hukuka uygun hale getirmemektedir. Uygulamanın hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi için, mevzuat düzenlemeleri, evrensel hukuk ve içtihatlarla birlikte dikkate alınmalıdır. Çalışmamızda da ifade ettiğimiz gibi teknolojik gelişmelerin, sadece görüntü alma değil; ses alma, yüz tanıma, kişileri diğerlerinden ayırt etme gibi üstün özellikleri içeren sistemlere olanak tanıdığı ve devletlerin de bu sistemleri kullanmakta gün geçtikçe daha istekli olduğu görülmektedir. Bu özelliklere sahip ve her an daha da gelişmekte olan bu sistemlerin, özel hayata ve kişisel verilere daha fazla müdahale alanı buldukları açıktır. Bu nedenle; hak ve özgürlüklere müdahale olanağına sahip bu sistemlerle ilgili yasal düzenlemenin hayata geçirilmesi elzemdir. Yasal düzenleme, kişi hak ve özgürlüklerine yapılan müdahalenin orantılı olması için gereklidir. Bu alanda bir yasal düzenlemenin yapılmaması, kişilerin kamusal alanda devamlı surette izlenmesi ihtimalini oluşturabilecek, toplumda bu yöndeki algıyı güçlü bir şekilde besleyecektir. Yasal boşluk, söz konusu sistemin keyfi olarak kullanılmasına yol açabilecek; suçun önlenmesi ve aydınlatılması amaçlarına hizmet etmek yerine kişiler üzerinde baskı ve korku kaynağı olarak da kullanılabilecektir. 97 Venedik Komisyonu’nun Kamu Görevlileri Tarafından Kamusal Alanlarda Kameralı İzleme ve İnsan Haklarının Korunması Hakkında Görüşü, 23 Mart 2007, s. 14.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1