Türkiye Barolar Birliği Dergisi 163.Sayı

52 .LşLVHO 9HUL øKOaOOHULnLn 7Uk &H]a .anXnX .aSVaPÕnda 'H÷HUOHndLULOPHVL Öğretide bazı yazarlar, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun teşebbüse elverişli olmadığını savunmakta olup38tarafımca da destek verilen aksi kanaatte olan yazarlar ise suça konu hareketin parçalara bölünebilir olmasının mümkün olduğu hallerde teşebbüsten söz edilebileceği kanaatindedirler.39 b) İştirak Birden fazla kişinin anlaşarak ve planlayarak, bir kişi tarafından işlenebilecek bir suçu işleme haline suça iştirak denmektedir. TCK, kişisel verilerin kaydedilmesi suçu için, özel olarak iştirak hallerine ilişkin hüküm vermemiş olup iştirak hali için genel olarak hüküm altına alınan (TCK 37-40) maddelerdeki hükümler doğrultusunda ilgili suç için iştirakin her hali uygulama alanı bulabilecektir.40 c) İçtima Birden fazla hukuki menfaatin tek bir fiille veya aynı hukuki menfaatin birden fazla fiille ihlal edilmesine suçların içtimaı denmektedir.41 Türk Ceza Kanunu’nda içtima halleri; bileşik suç (madde 42), zincirleme suç (madde 43) ve fikri içtima (madde 44) şeklinde sıralanmıştır. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda ise TCK’ da belirtilen içtima hallerinin hepsinin gerçekleşmesi mümkündür. Örneğin; failin kişisel verileri kaydetmek için, ilk olarak bilişim sistemine girmesi halinde, TCK’nın 44. maddesi uygulama alanı bulacak olup fail kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan dolayı cezalandırılacaktır. Ayrıca bir kişiye ait kişisel verilerin farklı zamanlarda hukuka aykırı biçimde kaydedilmesi halinde ise fail zincirleme suç hükümleri uyarınca cezalandırılabilecektir. Yukarıda bir kişinin kayıt altına alınmış olan görüntü ve ses kaydının kişinin mahrem alanına ilişkin olması halinde failin TCK’nın 134. maddesinde hüküm altına alınan özel hayatın gizliliğini ihlal su38 Melike Köse Aysun, s. 167. 39 Melike Köse Aysun, s. 167. 40 Sıla Türkan Şimşek, s. 106. 41 Melike Köse Aysun, s. 168.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1