Türkiye Barolar Birliği Dergisi 163.Sayı

65 7BB 'HUJLVL 8÷XU $Wakan .2d$. aykırı hareket edilmesi halinde de işbu suç işlenmiş sayılacak ve suça konu yaptırım uygulama alanı bulacaktır. Kişisel verileri yok etmeme suçunda esas olarak kanuna aykırılıktan söz konusu olduğundan, veri sahibinin açık rızasının varlığı suça konu fiilin işlenmesini hukuka uygun hale getirmeyecek ve ilgilinin rızası bu suç kapsamında hukuka uygunluk nedeni olarak değerlendirilemeyecektir.80 D.7. Yaptırım TCK madde 138 uyarınca, kişisel verileri yok etmeme suçunu işleyenler hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasına hükmedilebilecektir. Aynı maddenin 2. fıkrasındaki nitelikli hallerin varlığında ise, fail hakkında verilecek ceza yarı oranında artırılarak uygulanacaktır.81 Suçun işlenilmesi neticesinde, tüzel kişilerin hukuka aykırı bir şekilde yarar sağlaması durumunda, TCK madde 60 kapsamında tüzel kişi hakkında özel güvenlik tedbirleri uygulama alanı bulacaktır.82 SONUÇ Teknolojinin gelişmesiyle internet kullanımının hızla artmış olması kişisel verilerin önemini de aynı hızla arttırmış bulunmaktadır. Kişisel verilerin bu denli hızlı bir şekilde yayılmaya başlamış olması, kişisel veri sahibi gerçek kişilerin özgürlüğünü kısıtlamış ve kendini özgür hissetme duygularını ellerinden almıştır. Bu kapsamda, kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemeler yapılması zorunluluğu yadsınamaz şekilde gün yüzüne çıkmış ve 2016 yılında onaylanan global anlamda en kapsamlı mevzuat çalışması olan Avrupa Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) 2018 yılında yürürlüğe konulmuştur. Ülkemizde de kişisel verilerin korunmasına ilişkin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), 2016 yılında yürürlüğe girmiştir. 2016 yılında Hukukumuzda yerini alan KVKK genel anlamda kişisel veri ihlallerini önleyici şekilde düzenlenmiş, ihlallerin gerçekleşmesinden sonra uygulanacak yaptırımlar da 5237 sayılı Türk Ceza 80 Ece Taşçı Aydemir, s. 207. 81 M. Volkan Dülger, s. 600. 82 B.Nur Parlak, s.134.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1