Türkiye Barolar Birliği Dergisi 163.Sayı

84 7Uk &H]a +XkXkXnda +LOHnLn $nOaşÕOÕş BLoLPOHUL YH Ba]Õ (kRnRPLk 6XoOaUa <anVÕPaVÕ olması gerektiğini kabul etmektedir. Bununla birlikte bu görüş; bu yoğunluğun, sahneye koyma kuramındaki kadar belirgin olmasını aramamaktadır. Somut olay özelliklerine göre, yalanın sergilenişinde bir güven ortamının yaratılması; aldatılanın, durumu denetleme imkânının ortadan kaldırılması gibi durumların, yalanın belli bir ağırlık ve yoğunluğa ulaşarak hile halini alması olarak değerlendirilmiştir. 90 Örneğin soyut yalanın yazıya dökülmesi, dış gerçekliği çarpıttığı ve bu şekilde sahneye koyma teorisine uyduğu için hile olarak kabul edilmelidir.91 Bu kapsamda, hilenin, basit bir yalandan ibaret olmayıp inandırıcı ve ustalıklı bir yalan olduğu ifade edilmiştir.92 Yalan söyleyen kişinin hile yaptığını kabul edebilmek için ancak yalanı söyleyenin, doğru söyleme konusunda hukuki bir yükümlülüğünün bulunmasının ve hitap edilen kişinin de ondan, doğru bir bilgi beklemesinin gerektiği hallerde soyut yalanın hile oluşturduğu da kabul edilen bir görüştür. Bu anlamda yalana başvuran kişiden garantörlük93 çerçevesinde bir sorumluluğun beklendiği ifade edilebilir.94 Bir diğer görüş,95 yalanı söyleyen kişiyi bu tip teknik sorumluluklar dışında bırakarak; kişinin, toplumda belli bir güven duygusu oluşturmuş, genel olarak yalan söylemediği kabul edilen biri olması halinde yalanının, hile sayılabileceğini kabul etmektedir. Hilenin niteliği konusunda kabul edildiği gibi, her somut olayda sübjektif bir değerlendirme yapılması ve kişinin öznel durumuna göre, o olayda kandırılıp kandırılmadığına bakılarak hilenin oluşup oluşmadığına karar verilmesi gerektiğini kabul eden görüş96 de bulunmaktadır. 90 Emin Artuk/Ahmet Gökcen/Emin Alşahin/Kerim Çakır, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yay., 17. baskı, Ankara, 2018 s. 568. 91 Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı Suçlar C. I, s. 513. 92 Selçuk, Dolandırıcılık (Evrimi – Suç Genel Kuramı İçindeki Yeri), s. 114. 93 Kanunda öngörüldüğü üzere ihmali davranışı yapmaması, bir diğer deyişle bir icrai davranışı yapması beklenen kişiye garantör denir. Berrin Akbulut, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yay. 7. baskı, Ankara 2020, s. 323. 94 Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 714; Artuç, Malvarlığına Karşı Suçlar, s. 618; Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı Suçlar C. I, s. 512; Özdemir, Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, s. 138. 95 Özen, Ceza Hukuku Özel Hükümler Dersleri, s. 554. 96 Atalan, Dolandırıcılık, Sahtecilik ve Güveni Kötüye Kullanma Suçları Şerhi, s. 12.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1