Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

98 Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Suçunda (TCK m. 188/3) Delillerin Toplanması ve ... ish it from the offense of purchase, receipt or possession of drugs or stimulants for use set forth in Article 191/1 of the TPC. In practice, serious legal problems arise when applying the mentioned crimerelated provisions and collecting of evidence; however, the solution to the problems already exists in Turkish law. Keywords: Drugs Trafficking, Stimulant Trafficking, Purpose of Personal Consumption, Collection of Evidence, Unlawful Evidence GİRİŞ Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 188/3. maddesinde düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçuna ilişkin olarak uygulamada karşılaşılan sorunları iki ana kısma ayırmak mümkündür: Birincisi, özellikle kolluk uygulamalarında somutlaşan delillerin toplanmasındaki sorunlar, ikincisi ise elde edilen delillerin hatalı değerlendirilmesi ve belli bir ezbere dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması. Her iki kısım birbirinden tamamen ayrılamayacağı gibi uyuşturucu ve uyarıcı maddelere ilişkin hassasiyetin de kabul edilebilir kılamayacağı hukuka aykırı delil meselesi, tüm aşamalardaki süjelerin farkındalığını ve sorumluluğunu gerektiren önemli bir sorundur. Ayrıca, suçun nitelendirilmesinde asıl tartışmalı alan olan TCK’nın 191/1. maddesinde düzenlenip 188/3. maddede yer alan suçtan, failin amacı ile ayrılan; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçuna ilişkin eylemlerin mahkemelerce çok zaman doğru değerlendirilemediğine ilişkin kıymetli yayınlar bulunmaktadır. Bununla beraber, hatalı olarak 188/3. maddeden mahkumiyet sonucunu; kolluğun hukuka ve tekniğe aykırı uygulamaları ile şablon ifadeler taşıyan ve içeriği soruşturma aşamasında sorgulanıp araştırılmayan, duruşmalarda da gerçek anlamda ortaya konulup tartışılmayan ve aksi ispatlanamayan kolluk tutanaklarının doğurduğu bir gerçektir. Bir hususu özellikle vurgulamak gerekmektedir ki uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçuna ilişkin olarak kapsamlı Yargıtay kararları bulunmaktadır. Ancak suça ilişkin soruşturma ve kovuşturmaların tamamına yakını, şüpheli ve sanıklar hakkında tutuklama tedbiri uygulanarak yürütülmektedir. Bu itibarla, istinaf ve Yargıtay aşamalarında sanıkların açık cezaevine ayrılma süreleri aşılmaktadır. Bu nedenle de sanıkların önemli bir kısmının, hukuka aykırı da olsa haklarındaki mahkumiyet hükmünün bir an önce kesinleşmesini isteyerek

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1