Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

122 Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Suçunda (TCK m. 188/3) Delillerin Toplanması ve ... Bazı önemli delillerin soruşturma makamlarınca toplanmama nedenleri olarak, -tutuklama kararları ve tutukluluk halinin devamına dair kararlar ile bu yöndeki savcılık taleplerinin birçoğundan da anlaşılacağı üzere- failin TCK’nın 188/3. maddesinde düzenlenen suçu işlediği ve 191/1. maddede düzenlenen kullanmak amacıyla bulundurma suçunun söz konusu olmadığı ve bu itibarla da fail açısından sonucun değişmeyeceği yönündeki erken kanaat, yukarıda gördüğümüz üzere uygulamanın madde miktarına odaklanma eğilimi ve ağır bir suçun söz konusu olması nedeniyle elde edilmiş olan delillerin mahkumiyete yeterli olacağı düşüncesi sayılabilecektir. Öte yandan, bütün bu nedenlere de bağlı olarak soruşturma ve kovuşturma makamlarının, sıklıkla kolluk tutanakları ile kriminal rapor üzerinden ilerlemek suretiyle soruşturmanın ve kovuşturmanın genişletilmesinden kaçındıkları ve hızla iddiaaneme ile hüküm aşamasına geçtikleri de ifade edilmelidir. 1. Failin Vücudundan Tetkik İçin Örnek Alınmaması Failin amacının tespitinde, Yargıtay tarafından da benimsendiği üzere, failin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıcısı olup olmadığı hususunun da önemli bir ölçüt olduğu daha önce ifade edilmişti. Nitekim, madde kullanıcısı olduğu ve maddeyi kullanmak için aldığı, bulundurduğu savunmasında bulunan ancak geçmişinde madde kullanmaya ilişkin bir yargı kararı bulunmayan failin, kullanıcı olmadığının tespiti savunmasını çürütecekken, gerçekten kullanıcı olduğunun tespiti halinde lehine bir delil söz konusu olacaktır. Bu itibarla, failden, maddelerin belli sürelerle vücuttan atılması nedeniyle gecikilmeksizin ve usulüne uygun (CMK m. 75) şekilde kan, idrar ve benzeri örnekler alınarak, bu örneklerde uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunup bulunmadığının bilimsel yöntemlerle tespiti gerekmektedir. Buna karşılık uygulamada, soruşturma aşamasında gerçekleştirilmesi gereken söz konusu işlemlerin hiç yapılmadığı, bu yönde bir karar alınmadığı, gerekli talimatların verilmediği ve bilimsel bir araştırmaya dayanması nedeniyle güvenilir bir delil olan bu yöndeki tespitin dosya kapsamına alınmayarak delil kaybına neden olunduğu son yıllarda sıklıkla görülmektedir. Daha önce de temas edildiği üzere, bu yöndeki tutumun, failin TCK’nın 188/3. maddesinde düzenlenen suçu işlediği ve 191/1. maddede düzenlenen kullanmak amacıyla bu-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1