Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

125 TBB Dergisi 2023 (164) M. Nedim BEKRİ zaman değişmemektedir. Oysaki failin beyanları doğrultusunda yapılması gereken araştırmayla, satıcı kişinin başkasına da satış yaparken veya satışa arz ettiği maddelerle yakalanması, satışa ilişkin olarak olay yerini gören kamera kaydı görüntüsü veya tanık bulunması ihtimal dahilindedir ancak bu imkan dikkate alınmamaktadır. Failin kullanma dışında amacını gösteren somut hareketlerinin tespit edilemediği bir durumda, tüm ölçütler ve deliller de birlikte değerlendirileceği üzere, söz konusu delillerin önemi ortadadır. Konuya ilişkin olarak kovuşturma aşamasında yapılan taleplerin de genellikle, olayın üzerinden zaman geçmiş olduğu ve herhangi bir sonuç elde edilmesinin mümkün olmadığı ya da sonucun dosyaya bir katkısının olmayacağı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Böylece, bazı önemli delillerin toplanması mümkünken toplanmayarak kaybına neden olunduğu ve failin adil yargılanma hakkının ihlal edildiği açıktır. Bu itibarla, Yargıtay’ın bu hususta sıkı denetiminden söz etmek mümkün değilse de mahkemelerce tüm ölçütler ve deliller birlikte değerlendirilirken, gri bırakılan söz konusu alanın failin lehine yorumlanması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki kullanma amacının tespitine yönelik olarak failin lehine olabilecek önemli delillerin toplanmamış olması, uygulamadaki söz konusu yaklaşımın tek sonucu değildir. Bu yaklaşımın diğer bir sonucu da failin, TCK’nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasının en başta fiilen engellenmiş olmasıdır. Öte yandan, failin, madde alımına ilişkin beyanları doğrultusunda yapılacak araştırmayla hem gerçek veya daha kapsamlı suç faillerinin yakalanması hem de daha büyük miktarlarda uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilmesi mümkündür. Failin beyanlarının doğruluğunun tespiti sonrası, yerinde takip ve araştırmalarla torbacı olarak tabir edilen kişiden de öteye gidilmesi şüphesiz daha da faydalı sonuçlar verebilecektir. Nitekim, torbacı olarak tabir edilen alt kategorilerdeki satıcıların önemli bir kısmının, maddeye bağımlı hale getirilmiş, ekonomik durumu iyi olmayan kişilerden oluştukları ve bu özelliklerinin kullanılmasıyla suça itildikleri gözlenmektedir. Bu itibarla, aslında kendileri de uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin mağduru olan söz konusu faillerin nihai amaç olarak görülmemeleri gerekmektedir. Deyim yerindeyse bataklığın kurutulmasının, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunun ihdasıyla korunması amaçlanan hukuki yararı çok daha etkin koruyacağı açıktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1