Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

131 TBB Dergisi 2023 (164) M. Nedim BEKRİ lerince elkoyma işleminin gerçekleştirilebileceği öngörülmüştür. Aşağıda değinilecek Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere, konuyla ilgili başka mevzuat hükümleri de bulunmaktadır. Bununla beraber belirtmek gerekir ki CMK’nın aramaya ilişkin hükümleri, şüpheli veya sanığın yakalanmasının ya da suç delillerinin elde edilmesinin amaçlandığı adli aramaya ilişkindir. Tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesinin amaçlandığı önleme araması ise 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun (PVSK) 9. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme gereği polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arayabilecek ancak konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan işyerlerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamayacaktır. Belirtilen Anayasal güvencelere ve detaylı düzenlemelere rağmen arama ve elkoymaların kanunda öngörülen usule uyulmadan gerçekleştirilmesi, elde edilen delillerin hukuka aykırı olmasında çok yaygın bir sebeptir. Bu durumun, hem uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçlarında hem de diğer bir çok suçta geçerli olduğu ifade edilmelidir. Bununla beraber, özellikle gençlerin sağlığına yönelttiği büyük tehdidin ve suç ya da terör örgütlerinin finanse edilmelerini sağlamasının oluşturduğu hassasiyet nedeniyle, uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları söz konusu olduğunda hukukun sınırları çok daha rahat zorlanabilmektedir. Uygulamada, hiçbir acele hal dahi bulunmaksızın, yakalama, arama, elkoyma ve diğer tüm adli işlemlerin kolluk tarafından resen tamamlanıp, CMK’nın 161/2. maddesine de aykırı olarak Cumhuriyet savcısına sonrasında bilgi verilmesine ve hukuka aykırı delil itirazları hiç değerlendirilmeksizin elde edilen delillerle mahkumiyet hükmü kurulmasına dahi rastlanabilmektedir. Çalışmamızın başında ifade edildiği üzere, hukuka aykırılıklar kanun yolu incelemesinde giderilse de yargılamaların tamamına yakınının tutuklama tedbiri uygulanarak yürütülmesi nedeniyle, cezaların önemli kısmı zaten fiilen infaz edilmiş olmaktadır. Kolluk tutanaklarında sıklıkla, durdurma ve arama gibi bir çok işlemin dayanağı olarak “şahsın tedirgin hareketler sergilemesi” gibi subjektif ve muğlak ifadelerin kullanıldığı ve hayatın olağan akışı içerisin-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1