Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

137 TBB Dergisi 2023 (164) M. Nedim BEKRİ fıkrasına eklenen üçüncü cümlenin “kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması; İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dahilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilir” bölümünü iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin 04.05.2017 tarihli kararına da75 değinmek yerinde olacaktır. Kararda söz konusu kanun değişikliği, Anayasa’nın 20. maddesine iki yönden aykırı bulunmuştur. Bunlardan ilki, gecikmesinde sakınca bulunmayan hallerde de hakim kararı olmaksızın arama yapılmasına imkan tanınmasıdır. Anayasa’ya aykırı bulunan diğer yön ise gecikmesinde sakınca bulunan hallerde dahi kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça arama yapılması mümkün değilken acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emirle de arama yapılabileceğinin öngörülmesidir. Anayasa Mahkemesi’nin gayet yerinde olan söz konusu kararı da dikkate alındığında, Yargıtay’ın, yapılan arama işlemini “suçüstü” kavramından hareketle CMK’nın 119. maddesi kapsamında görmeyerek kolluğun hukuka aykırı arama sonucu elde ettiği delili hukuka uygun bulduğu kararına yönelik eleştirilerin haklılığı daha da iyi anlaşılmaktadır. 1.d. Adli Arama ile Önleme Aramasının Kapsam ve Sınırları Adli arama ile önleme aramasının kapsam ve sınırları da hukuka aykırı deliller açısından önemli bir konudur. Esasen, baştan itibaren CMK’nın 160. maddesi ve buna bağlı 116. maddede öngörülen basit şüphe ile birlikte adli arama için gerekli makul şüphenin bulunduğu hallerde önleme aramasına dayanılamayacağı ve ancak adli arama ile sonrasında elkoymanın söz konusu olması gerektiği hususunda tartışmalı bir durumun bulunmadığı söylenebilecektir. Buna karşılık, önleme aramasının düzenlendiği PVSK’nın 9. maddesinin birinci fıkrasındaki “…kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı CMK hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar” ifadesinin lafzına dayandırılan bir görüşe göre, soyut tehlike ve belirsiz suça ilişkin önleme hukukihaber.net/sucustu-halinde-arama-makale,6286.html, E.T.: 23.06.2022. Benzer yöndeki değerlendirmeler için ayrıca bkz. Kıdıl, s. 329 vd. 75 AYM 04.05.2017, 2015/41 E.-2017/98 K. (https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr, E.T.: 23.06.2022).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1