Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

163 TBB Dergisi 2023 (164) Olcay HAYTA yin ürünle ilişkisi iken; mülkiyet, bireyin toplumla hakka konu mal üzerinden ilişkisidir. Zor kullanmanın ayırt ediciliğiyle kendini gösteren hukukun, pazarda karşı karşıya gelen maliklerin “özgür” iradelerinin ürünü olması, sağduyuya aykırı göründüğü oranda hukukun bilimsel kavranışına yakın düşmektedir. Hukuk, toplumsal ilişkinin, insanlar arası ilişkiden, malikler arası ilişkiye dönüşmesine sebep olan değişimin, toplumsal yeniden üretim için zorunlu hale geldiği aşamada, yani her gün tekrar tekrar taraf olunan sözleşme ile doğmuştur (iç pazarda temsilini bulan istikrar kazanmış değişim). Maine’in, hukuku, insanlığın doğal durumu olarak gördüğü ataerkil despotik dönemden beri var olan bir toplumsal biçim olarak kavraması onun hukuk genel kuramına ilişkin hatasıdır. Ancak onun bu hatası, hukuki biçimde değişiklik olarak kavranması mümkün olan statüden sözleşmeye yaklaşımının Paşukanis’in yolunu açtığı çizgiden yorumlanmasına engel olmamaktadır. MAİNE’İ PAŞUKANİS’LE OKUMAK: STATÜDEN (PARABİÇİMDEN) SÖZLEŞMEYE (SERMAYE-BİÇİME) Emek ürününün meta biçimi (değişim) ile toplumsal normun hukuk biçimi arasında çok kuvvetli bir bağ olduğunu savlayan yaklaşım (Paşukanis’in kurucusu olduğu Meta Mübadelesi ya da Hukukun Sönümlenmesi Okulu) bakımından, hukukun dönüşümünün kavranması, metanın değişim değerindeki farklılaşmayı ifade eden değer biçiminin dönüşümünün kavranmasını gerektirmektedir. Marx’ın her sermaye paradır ama her para sermaye değildir tespiti; para-biçim ile sermaye-biçim arasındaki yakın bağı ortaya koyar. Bu ilişki, modern (kapitalist) hukuk ile Roma Hukuku arasındaki bağın yakınlığıyla hukuk disiplini içerisinde de ortaya konulmuştur. Roma hukukunun borçlar (yaşayanlar arasındaki mal varlığı hukuku ya da kişilerin mallar dolayımıyla kurduğu ilişkinin hukuku) ve eşya hukuku (mallar üzerindeki haklar) bölümlerinin, modern hukuka neredeyse değiştirilmeden alındığı bilinmektedir. Bu duruma gerekçe olarak, ticaretin merkezinin Roma olması ve medeni ilişkilerin değişmesine karşın ticari ilişkilerin değişmeden sürmesi gösterilmektedir.33 Öyle ki 33 Bülent Tahiroğlu, Roma Borçlar Hukuku, Der Yayınları İstanbul, 2005, s. 7

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1