Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

175 TBB Dergisi 2023 (164) Olcay HAYTA ilişkin değerlendirmesine katılmasak da biçim kategorisinin bilimsel çaba için taşıdığı öneme işaret ederek onu bilimsel tartışmanın bir durağı haline getirmeye yönelik inisiyatifini sonuna kadar destekliyoruz. Burada, benzer bir şekilde, günümüz hukuk pratiğinin kavranması için işlevsel bir araç olduğunu düşündüğümüz hukuk biçimi kategorisini hukuki değerlendirmenin bir aracı olarak hukuk bilimin hizmetine sunulmasının önemini ortaya koymaya çalıştık. Hukuk kuramı açısından sözleşme biçiminin belirleyiciliğinin, toplumsal normun hukuk biçimi ile sözleşme (değişim) arasındaki yakın ilişkiden doğup geliştiği Paşukanis tarafından ortaya konulmuştur. Diğer yandan, toplumsal ilişkide sözleşme-dışı biçimlerin, istikrar kazanmış toplumsal pratikler haline geldiği noktada, bu alanların sözleşme biçiminin ölçüt alındığı değerlendirmelerle az gelişmiş, kusurlu yapılar olarak kavrayıp hukukileştirilmesi, hukuku, toplumsal gelişmenin önünde bir engele dönüştürmektedir. Biçim kategorisi etrafında yürütülecek tartışma, hukuk bilimin, hukuki (tutucu) yanından ziyade, bilimsel yanına seslenmektedir. Hukuk biçiminin bir kategori olarak tanınmasının bilimsel çabaya en dolaysız katkısı, halihazırda sözleşme biçiminin ötesine geçmiş toplumsal alanların, tek hukuki değerlendirmeymiş gibi sözleşme biçimini ölçüt kabul eden değerlendirmelere mahkumiyetine kesin olarak son verecektir. Aksi halde azımsanmayacak bir süredir devam eden, elmanın biçimine uymadığı için armudu kusurlu bulan irrasyonel tutum, hukuk kuramındaki hâkim konumunu sürdürmeye devam edecek gibi görünmektedir. Sosyal bilim alanında hakim “yöntem”sizlik, hukuk alanında kendini, pozitivizme mahkumiyet olarak göstermektedir. Hukukun 1800’lerin sonundan başlayan dönüşümünün sözleşme biçiminden istem biçimine geçiş olarak kavranması, özel – kamu hukuku ayrımına sıkışan değerlendirmelerin ötesine geçerek, toplumsal normun hukuk biçimi ve hukuk-olmayan arasındaki ilişkiyi hukuki tartışmanın dirimli bir yanı kılacaktır. Bunun en dolaysız etkisi, hiç kuşkusuz, pozitivist tekelin kırılacak olmasıdır. Bunun yanında, istem biçiminin güncel toplumsal gelişmelerin ürünü olması sebebiyle, hukuki kavrayışın istem biçiminin belirlenimleriyle yeniden inşa edilmesi, hukuku, zorun prosedürü olmaktan ayrıştırıp bir iddia olarak taşıdığı “adalet”e yaklaştıracaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1