Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

180 Bir Peçeleme Yöntemi Olarak Vakıf Üniversitelerine Yapılan Bağışların Kurumlar Vergisi ... Ticaret Kanunu’nun (TTK’nın) 16’ncı maddesinde “amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıfların da (tüzel kişilikleri itibarıyla) tacir sayılacağı” hükme bağlanmıştır. Anılan hüküm gereği, ticari işletme değil de bu ticari işletmenin sahibi konumundaki vakıf tüzel kişiliği tacir sıfatını haiz olmaktadır. Tüzel kişiliği itibarıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan vakıfların kaynak sağlamak amacıyla bir organizasyon dâhilinde ve bir bedel/ücret karşılığında (tedavül ekonomisi içerisinde) yürüttükleri mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetleri başta kurumlar ve katma değer vergisi olmak üzere çeşitli vergilerin konusuna girmektedir. Kurumlar vergisi hukuku, vakıfların bu tür faaliyetleri sonucunda (her bir organizasyon bazında) “vakıflara ait iktisadi işletmeler” oluştuğunu kabul etmekte ve bu işletmeleri kurumlar vergisi mükellefi saymaktadır. Öte yandan, kurumlar vergisi açısından, iktisadi işletme sadece kazanç sağlamak (gelir/kâr elde etmek) amacıyla kurulmaz. Bazen kâr elde etme gayesi olmaksızın sadece amacın gerçekleştirilmesine katkı sağlamak üzere girişilen vakıf faaliyeti de bir parçası ile iktisadi niteliğe bürünebilir ve iktisadi işletmenin doğumuna yol açabilir.7 Örneğin, üstün zekâlı öğrencilerin kaliteli eğitim almalarına destek olmak amacıyla kurulan bir vakıf, bu amacına ulaşabilmek için sadece üstün zekâlı öğrencilerin cüz’i bir ücret (maliyet bedeli) karşılığında kabul edildiği (kâr amacı gütmeyen) bir eğitim kurumu işletmeye başladığında iktisadi işletmenin de doğumuna sebebiyet vermiş olacaktır. Bu husus, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK’nın) “Mükellefler” kenar başlıklı 2’nci maddesinin 6’ncı fıkrasında “vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez” şeklinde hükme bağlanmıştır. Kanun koyucu anılan hükme ilişkin madde gerekçesinde “bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal ve hizmet alım-satımında bulunulmasının iktisadi işletmenin ortaya çıkması için yeterli olduğunu8” ifade etmiştir. Buna göre, vakıfların bir organizasyon dâhilinde tedavül ekonomisine Araştırma Enstitüsü, Ankara, 2015, s. 53. 7 Özbalcı-Oluş Mali Hukuk Bürosu, Kurumlar Vergisi Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Ankara, 2010, s. 79. 8 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Gerekçesi, https://gib.gov.tr/fileadmin/ user_upload/Gerekceler/5520_Sayili_Kanun.pdf, (29.07.2022).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1