Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

200 Bir Peçeleme Yöntemi Olarak Vakıf Üniversitelerine Yapılan Bağışların Kurumlar Vergisi ... Herhangi bir sosyal amacı bulunmayan, tam tersine her zaman ekonomik veya ticari amaçlarla kurulan ve ortaklarına kâr payı dağıtmakla borçlu ya da sorumlu olan sermaye şirketlerinin elde ettikleri kazançları ortaklarına (vakfa) kâr payı olarak dağıtmak yerine yıllar boyunca ve düzenli bir şekilde vakfa ait iktisadi (ticari) işletmeye bağışlamaları, kendi içerisinde, anlamlı hiçbir bir iktisadi bütünlük taşımamaktadır. Borçlu olunan kişiye borcun ödenmesi yerine bağışta bulunulmasının iktisadi, ticari ve mantıklı hiçbir izahı bulunmamaktadır. İşin esasına göre doğal olarak kendisine başvurulmayacak99 olan bağışlama sözleşmesine vergi normlarını dolanmak amacıyla başvurulmuştur. Başvurulan bağışlama sözleşmesi olağan ve doğal sayılmayan bir biçim ve kalıp içinde hayatın olağan akışına ters düşen bir şekilde kötüye kullanılmıştır.100 Dolayısıyla, seçilen form (bağışlama sözleşmesi) ölçüsüzdür ve kötüye kullanma koşulu101 gerçekleşmiştir. Kısaca, söz konusu bağışlama sözleşmesi GVK ve KVK normlarını dolanmak, bu normlardaki vergilendirme kurallarını bertaraf etmek (vergiyi doğuran olayı gizlemek) için kasten seçilmiştir. Burada, salt vergi kaçırmak amacıyla özel hukukun bağışlama sözleşmesi kalıbı kullanılmıştır. Peçeleme sözleşmesi ile üzeri örtülen vergiyi doğuran olayın tabi olduğu normlara göre vergileme yapılması (peçenin kaldırılması) teorisi çerçevesinde gerçek ekonomik mahiyet üzerinden vergi alınması gerekmektedir.102 Bu bağlamda, sermaye şirketi tarafından vakfa ait iktisadi işletmeye bağış adı altında yapılan transferlerin vakfa ödenen net kâr payı olarak kabul edilmesi ve şirket adına (vergi sorumlusu sıfatıyla) vergi ziyaı cezalı stopaj gelir vergisi tarhiyatı yapılması gerekmektedir. Öte yandan, şirket tarafından bağış adı altında kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılan tutarların da reddedilerek vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatı yapılacağı tabiidir. Buraya kadar ifade edilen hususları şu şekilde örneklendirmek mümkündür. (X) vakfı, (Y) anonim şirketinin % 100 oranında hissedarıdır. Şirket (imkânı olmasına karşın) öteden beri herhangi bir kâr dağıtımında bulunmamaktadır. Ancak, şirket her yıl düzenli olarak yıllık kârının tamamını (X) vakfına ait iktisadi işletme konumundaki (X) 99 Öncel vd., s. 28. 100 Şenyüz, Sözleşme, s. 30. 101 Akkaya, s. 100. 102 Şenyüz vd., s. 72.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1