Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

231 TBB Dergisi 2023 (164) Aras ÖZKAN lu tutulabilmesi adına elektronik kişilik modelini tavsiye etmiştir.114 Bu düzenlemenin yapılmasıyla birlikte yapay zekâ teknolojilerin de hukuken bir kişiliğinin olacağı ve bu bakımdan otonom hareketler sonucu ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların daha somut bir biçimde çözülebileceği savunulmaktadır. Ek olarak elektronik kişilik modelinin kabul edilmesi halinde, en zeki yapay zekâ türünün de ortaya çıkabileceği ifade edilmiştir.115 Yapay zekâ teknolojilerine tanınması olası bu kişilik türü, hukuk sisteminde kişiler hukuku bağlamında yeni bir devrin açılması anlamına gelecektir. Gerçekten de özellikle yapay zekâda eşya ve köle teorilerinin yanında, bütün sınırları hukuk düzeni tarafından belirlenecek bir yapay zekâ kişilik türünün düzenlenmesi –özellikle teknolojinin bu hızı göz önüne alındığında- bu alanda yapılacak en büyük hukuki devrimlerden biri anlamına gelecektir.116 IV. YAPAY ZEKÂNIN ÜRETTİĞİ FİKİR VE SANAT ESERLERİNİN KORUNMASI Ortaya konulan herhangi bir ürünün eser kabul edilebilmesinin şartlarını yukarıda açıklamıştık. Buna göre Türk pozitif hukukunda sahibinin hususiyetini taşıyan, algılanabilen ve kanunda belirtilen mahsul gruplarından olan ürün eser niteliğindedir. Eser sahibi de bu ürünü meydana getiren gerçek kişidir. Tüzel kişiler ise pozitif hukuk kapsamında eserin yaratıcısı olamaz, yalnızca haklarından faydalanabilir. Fikri ürünlerin yani eserlerin muhakkak zihinsel, duygusal ya da estetik biçimde ifade edilmesi gerekmektedir.117 Bu ifade biçimini yalnızca gerçek kişi olan insanın yapabileceği kabul edilmektedir ve bir kuş sesinin, maymun tarafından çizilen resmin, bir gök gürültüsünün eser olarak kabul edilmediği söylenebilir.118 Hal böyleyken yapay zekâların ürettiği ürünlerde karşımıza çıkan sorun, temel olarak bir eseri yalnızca gerçek kişi olan insanın meydana getirilebilmesi ve buna 114 https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-8-2017-0051_EN.html (Erişim Tarihi: 30.10.2022). 115 Bak, sf. 220. 116 Benzer yönde görüş için bkz. Dülger 117 Bozbel, sf. 33 118 Bozbel, sf. 34.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1