Türkiye Barolar Birliği Dergisi 164. Sayı

281 TBB Dergisi 2023 (164) Ertunç MEGA evrensel boyuttaki düzey ve düzenine yaklaşma 2007 yılındaki kanunla sağlanmıştır.64 Anılan kanuna müteakip yürürlüğe konulan düzenleyici işlemlerle de mevzuat oluşmuştur. Hukuki nitelik açısından sigorta sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sinallagmatik bir sözleşme türüdür. Sözleşmenin tarafları sigortalanan ile sigorta şirketidir. Mesleki mali sorumluluk sigortalarında sigortalanan meslek erbabı bir gerçek kişi, sigortalayan ise sigorta 64 Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kapsamlı bir sigortacılık mevzuatı intikal etmemiştir. 1926 yılından başlayarak Cumhuriyetin gerek özel sigorta sözleşmesi ve gerekse sigorta denetim hukukunda zaman zaman uygulamaya koyduğu kanuni düzenlemeler, geniş bir sigortacılık faaliyetinin gerektirdiği toplumsal ve ekonomik durumun o tarihlerde oluşmaması nedeniyle, sigortacılığın gelişmesine katkıda bulunamamıştır. 1996-2000 dönemini kapsayan Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’na kadar uygulanan altı adet kalkınma planına konulan sigortacılıkla ilgili hedeflerin de pek azı gerçekleştirilebilmiştir. Bunda, sigortacılık alanında çok uzun yıllar boyunca korumacı ve müdahaleci bir sistemin katı bir şekilde uygulanması ile pazara girişin önlenmesi ve tarifelerin kamu otoritesi tarafından tespit edilerek rekabet şartlarının yaratılamamasının da önemli etkileri olmuştur. Dolayısıyla az sayıda küçük ölçekli şirketin sınırlı sayıda rizikoya teminat verdiği, aynı ürünü herkesin aynı fiyata ilgililere sunduğu kârlı bir piyasa yapısı oluşmuştur. Toplumun da sigortaya karşı duyarlı olmaması, sigortacılığın gelişimini etkileyen diğer bir unsur olmuştur. 1959 yılından beri yürürlükte olan 7397 numaralı Sigorta Murakabe Kanunu’ndaki temel değişiklikler önce 3379 numaralı Kanun ile 1987 yılında yapılmıştır. Ancak, yapılan değişiklikler hızla gelişen sektörün gerisinde kalmıştır. Sigorta Murakabe Kanunu’nun sektördeki yapı değişikliği için yeterli olmadığının anlaşılması ve sektörün ülke ihtiyaçlarına cevap verecek dinamizmi kazanması husuları, kademeli olarak tarife serbestisine geçildiği 1990 yılından itibaren, yeni bir denetim hukuku çerçevesi çizilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Kanun’daki eksiklikleri gidermek amacıyla hazırlanan ve TBMM’ye sevk edilen Kanun Tasarısı’nın uzayan kanunlaşma sürecinde sorunlara acil çözüm getirmek amacıyla hazırlanan ve 1992 yılında yürürlüğe giren 510 numaralı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3991 numaralı Yetki Kanunu’na bağlı olarak iptal edilmesi ile birlikte, özü itibarıyle 510 numaralı Kanun Hükmünde Kararname’den farklı olmayan 539 numaralı Kanun Hükmünde Kararname 1994 yılında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak, 539 numaralı Kanun Hükmünde Kararname’nin kanuni dayanağını teşkil eden yetki kanununun 10.02.1995 tarihinde iptali ile 539 numaralı Kanun Hükmünde Kararname’nin ve buna bağlı olarak da değişikliğe uğrayan Sigorta Murakabe Kanunu hükümlerinin iptali olanaklı hâle gelmiştir. Nihayetinde, Sigorta Murakabe Kanunu’nun 20/3-d ve 9. maddeleri ile Acenteler Yönetmeliği’nin 26. ve 27. Maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Ayrıca, mali piyasalarımızın uluslararası piyasalarla bütünleşmesinin sağlanabilmesi için mali piyasalar içinde yer alan sigortacılıkla ilgili düzenlemelerin de Avrupa Birliği ve uluslararası standartlara intibak ettirilmesi de sigortacılık konusunda kanun koyucunun yeni düzenlemelerini talep etmiştir. Bkz. “Sigortacılık Kanunu Tasarısı Genel Gerekçesi”, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Erişim Tarihi: Aralık 31, 2021, https://www5.tbmm.gov.tr/ sirasayi/donem22/yil01/ss1364m.htm.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1