Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

2 .Õ] dRFXkOaUÕna <|nHOLk .HVLşLPVHO $\UÕPFÕOÕk Abstract: Intersectional discrimination against girls is discriminatory treatment against girls by combining age and gender elements. It is possible to give many historical and contemporary examples of this type of discrimination. These examples are practices that violate many human rights of girls, contrary to human dignity and understanding of human rights. The main reason underlying the practices is gender stereotypes. Unless gender inequality is eliminated, intersectional discrimination against girls does not seem likely to end. Because of these stereotypes, girls are crushed under the burden of both being a child and being a woman in the future. The most important step to be taken in terms of solving the problem is to expand human rights education and make it more effective. At this point, both states and international organizations have an important role to play. Keywords: Girls, Human Rights, Intersectional Discrimination, Gender İnequality 1. GİRİŞ Kesişimsel ayrımcılık, birden fazla ayrımcılık ölçütünün bir araya gelmesiyle eskisinden farklı ve daha ağır bir ayrımcılık türünün ortaya çıkmasıdır. Diğer ayrımcılık türlerine nazaran nispeten yeni bir kavram olarak nitelendirilmektedir. İlk ortaya atıldığı 1989 yılından sonra genellikle ırk ve kadın çalışmalarında kullanılan bir kavram olmuştur. Kavramın kullanılmasında en temel unsur, yaş, ırk, cinsiyet gibi farklı ayrımcılık ölçütlerinin bir arada gerçekleşmesidir. Fakat henüz yasal düzenlemelere ve yargısal pratiğe yeterince nüfuz ettiğini söylemek mümkün değildir. Yargı organları, genellikle ayrımcılığı, tek bir ölçüt etrafında yani tek eksenli olarak incelemeye devam etmektedir. Oysaki kesişimsel ayrımcılığın somut olay incelemelerinde kullanılması, pek çok hak ihlalinin tespitine fayda sağlar niteliktedir. Örneğin mahkemeler kız çocuklarına yönelik kesişimsel bir ayrımcılığın gerçekleştiği iddiası ile karşılaştıkları durumlarda, konuya tek eksenli bakış açısıyla yaklaştıklarında, yaş ve cinsiyet unsurlarını ayrı ayrı inceleyeceklerdir. Bu durumda, kız çocuklarına yönelik gerçekleştirilen ayrımcı muamele, erkek çocuklarına gerçekleştirilmediğinden, yaş bakımından bir ayrımcılığın olmadığı tespitinde bulunacaklardır. İkinci inceleme ölçütü olan cinsiyet açısından değerlendirdiklerinde kadınların aynı tür ayrımcı muameleye tabi tutulup tutulmadığını değerlendirecekler ve bu noktada da ihlalin olmadığına karar verecekler ve hak kaybı doğacaktır. Oysaki mahkemeler yaş ve cinsiyet unsurunu bir arada değerlen-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1