111 7BB 'HUJLVL ùHEnHP 1(Bø2ö/8 g1(5 fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı27 geçerli olur.28 Temerrüt faizinin asıl alacakla birlikte29 veya asıl alacak sona ermemiş olmak koşulu ile30 zamanaşımı süresi içinde bağımsız olarak talep edilebilmesi mümkündür.31 II- Aşkın Zarar Para borçlarında borçlunun temerrüdü halinde temerrüt faizi, borçlunun sorumluluğunun alt sınırını oluşturmaktadır. Alacaklının temerrüt faiziyle karşılanamayan zararı söz konusu ise borçlu ayrıca aşkın zarardan da sorumlu tutulmaktadır.32 1- Kavram ve Hukuksal Nitelendirme Aşkın zarar (munzam/ek zarar),33 para borçlarında borçlunun temerrüde düşmesi durumunda, alacaklının maruz kaldığı ve temerrüt faizini aşan zararları ifade eder. Bu hallerde faiz, alacaklının gecikme 27 Yasal faiz oranı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Orhan Yılmaz, “Yasal Temerrüt Faizi”, İstanbul Barosu Dergisi, 2006, C. 80, S. 1, s. 69 vd. 28 Eski BK 103. maddede “Bir miktar paranın tediyesinde temerrüt eden borçlu mukavele ile daha az bir faiz tayin edilmiş olsa bile geçmiş günler için …faiz tediyesine mecburdur” hükmü yer almakta idi. Bu hükümde faiz oranı 3095 sayılı Kanun ile değişiklik öncesinde %5 olarak belirlenmişti. 29 Barlas, s. 125; Havutçu, s. 38. 30 Alacaklı asıl alacak talebine ilişkin davada temerrüt faizi talep etmemiş ve bu talebini saklı tuttuğunu belirtmemiş olsa dahi, daha sonra faiz alacağını ayrı bir dava ile talep etme imkanına sahiptir. TBK 131. maddeye göre, “Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir”. Bu bağlamda asıl alacak varlığını koruduğu müddetçe faiz alacağı talep edilebilecektir. Ancak işlemiş faizin ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, asıl borç sona ermesine rağmen faiz talep ediebilecektir. Bkz. Eren, s. 1226; Çetin, s. 48 vd. 31 Eren, s. 1226; Akçaal, s. 1073. 32 Kılıç Öztürk, s. 84; Saltoğlu Arap, s. 57. 33 Aşkın zararın ek bir zarar değil asıl zarar niteliğinde olduğu belirtilerek, temerrüt faizini aşan bu zararın munzam zarar olarak nitelendirilmesine ilişki eleştiri hususunda bkz. Hasan Ayrancı, Türk Borçlar Hukukunda Munzam Zarar (BK. m. 105), Ankara 2006, s. 116.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1