Türkiye Barolar Birliği Dergisi 165.Sayı

112 *nFHO <aUJÕ .aUaUOaUÕ Ba÷OaPÕnda $şkÕn =aUaU nedeniyle uğradığı zararı karşılayamamakta olup özellikle borçlunun edimin ifasını geciktirdiği süreçte yani temerrüt tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede, paranın değerinde yaşanan değer kaybının temerrüt faizinden fazla olması durumunda gündeme gelir. Bu açıdan aşkın zarar özellikle yüksek enflasyon oranlarının yaşandığı ülkeler açısından fonksiyonel olan bir hukuki müessese olup enflasyonun olmadığı, dolayısı ile temerrüt faizinin temerrüt dolayısı ile oluşan zararı karşıladığı ortamlarda, bu kuruma fazlaca müracaat ihtiyacı kalmamaktadır. Ancak bu hallerde dahi alacaklının zamanında ifa edilen meblağı daha değerli bir yabancı paraya çevirerek daha yüksek miktarlar elde edeceğinin kanıtlanması mümkündür.34 Bu bağlamda aşkın zarar müessesesi açısından en tartışmalı alanlardan biri, enflasyonun neden olduğu para değerindeki düşmenin aşkın zarar olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve bu zararın ispatı meselesidir. Bununla birlikte aşkın zarar, sadece enflasyona bağlı olarak para değerinde düşüşlerin yaşanması nedeniyle oluşmamakta, örneğin; borçlunun zamanında edimini ifa etmemesi nedeniyle alacağını vaktinde alamayan alacaklı, işlerini yürütmek için ihtiyaç duyduğu krediyi piyasadan yüksek bir faizle sağlamaya çalışmışsa, temerrüt faizinden daha fazla faiz ödemiş olması nedeniyle ek bir zarara uğramış olabilir. İşte alacaklının malvarlığında iradesi dışında (borçlunun temerrüdü nedeniyle) meydana gelen ve temerrüt faizini aşan bu zarar da aşkın zarar olarak değerlendirilir. Alacaklının, borçlunun temerrüdü nedeniyle, kendisinin de üçüncü bir kişiye olan borcunu yerine getiremeyerek temerrüde düşmesi ve aldığı temerrüt faizinden daha yüksek oranda bir temerrüt faizi ödemek zorunda kalması da aşkın zarar kapsamında ele alınabilecek bir başka örmektir.35 34 Bu süreçte özellikle, borç zamanın ifa edilmiş olsa idi, alacaklının tahsil ettiği parayı para değerindeki düşmeden etkilenmeyecek yatırım araçlarında kullanmak suretiyle zarara uğramayacağı iddia edilmektedir. Kılıçoğlu, s. 899; Feyzi Necmeddin Feyzioğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler C. II, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1977, s. 252; Keser, s. 485; Oğuzman/Öz, N. 1629; Akçaal, s. 1073; Barlas, s. 187; Emin Zeytinoğlu, “Para Borçlarında Temerrüt Hallerinde Munzam Zarar”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2005, C. 4, S. 8, s. 254 vd.; Vedat Buz,“Karşılaştırmalı Hukukta Munzam Zararın İspatı”, Yargıtay Dergisi, 1998, C. 24, S. 3, s. 369 vd.; Ayrancı, s. 115. 35 Eren, s. 1231.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1